Çağında Yaşasaydık Şiiri - Mustafa Sürmeli

Sana uzaklardan sesleniyoruz, ahir zamandan,
Neredeyse onbeş asır geçmiş aradan.
Müslümanlar bıraktığın gibi değil artık,
Bıraktığın gibi emaneti koruyamadık.
Her köşede bir zalim, bir mazlumu eziyor,
Riya, kibir, fuhuş, haram kol geziyor.
Ümmetlerin mağdur, ümmetlerin acîz,
Senin şefkatine ve şefaatine muhtacız.
Ey Râsul_i Kibriya seni çok özledik,
Ya sen bizim çağımıza gelseydin,
Ya biz senin çağında yaşasaydık.

O kadar arttı ki, sana olan vefasızlık,
İslâm ahlakı bitti, dizboyu hayasızlık.
Ne zaman akıllanır acaba insanlar?
Ne zaman coşku ile kutlanır doğduğun nisan'lar?
Sen olsaydın, böyle olmazdı eminim,
Benim canım, ciğerim, ey yüce peygamberim.
Ey Can Ahmed'im seni çok özledik,
Ya sen bizim çağımıza gelseydin,
Ya biz senin çağında yaşasaydık.

Biz de taşlansaydık keşke seninle,
Savaşsaydık Bedir'de Muhammed'ül Emîn'le,
O ıssız çöllerde kokuna boyansaydık,
Konuşssaydın da mübarek sesini duysaydık,
Ayağının tozuna sürseydik yüzümüzü,
Çekinmeden verseydik Uhud'da canımızı.
Oysa şimdi ümmetin senden çok uzak,
Her yandan sarıldık, her yanımız tuzak.
Hep seni özledik, hep yolunu gözledik,
Ya sen bizim çağımıza gelseydin,
Ya biz senin çağında yaşasaydık.

Dünya hâla senin nurunla aydınlanıyor, Hâyy!
Hâla titremekte ortadan ikiye böldüğün ay.
Senin hürmetine açıyor güller,
Senin aşkınla haykırıyor bülbüller,
Seni çağırıyor dağlar, taşlar,
Seher vakti gözümüzden akan yaşlar...
Gittiğinden beri müslümanlar yetim,
Seni çağırıyoruz, çağırıyor naçiz zâtım.
Ama artık gelmeyeceksin, biliyoruz.
Biliyoruz da yine de yollarını gözlüyoruz...
Çünkü ey Allah'ın Râsul'ü seni çok özledik,
Ya sen bizim çağımıza gelseydin,
Ya biz senin çağında yaşasaydık.

Biza İslâm'ı getirdin, ey büyük haberci,
Cennetle müjdeledin, ey en güzel müjdeci.
Hadislerinle önümüze nurdan bir yol açtın,
Vazifeni tamamlayıp dünyadan göçtün.
Bazen tökezlesek de yolunda yürüyoruz...
Sade senin ümmetin olmakla övünüyoruz.
Ahrette hesaplar görülürken açık açık,
Ey Allah'ın Habib'i bizlere de sahip çık.
Günahlarımızın ağırlığını gösterirken terazi,
Yaradan'a nazın geçer, ateşten kurtar bizi.
İnsanların kum gibi dağıldığı mahşerde,
Sancağının altında birleştir hepimizi
Ve burada kavuşamadık sana madem,
Ahrette kavuşalım Sallalahu Aleyhi ve Sellem!