Bir lokma ekmek,
Hazırı tüketmek ne kolay,
Bir düşün,
Nasıl gelir sofrana o ekmek aşın?
Milletin efendisi atmıştır tohumu
Güzel ülkem, vatanım,
Barışta ve savaşta,
Sana can feda,
Hudut bekleyen askerim,
Asayişte polisim,
Varlığınızla rahat uyur,
Daha ne istersin be adam,
Al, dünya senin olsun,
Yetmez mi?
Gözlerin yukarıda, boşluğu istersin,
Bu hırs olamaz! öyleyse nedir?
Nereye kadar gidilir?
Kim korkar senin şerrinden
Atatürk'e bağlıyım özümden,
Köpeklerini salsan da tezinden,
Isırsalar derinden,
Yüzümde göz izi kalır,
Sen hayat demek
Yaşamın kaynağı,
Karanlığın sonu,
Işığınla hayat ver,
Isıtırsın baktığın yeri,
Büyütürsün gördüğün yeri,
Gönlüm yine kemeraltına gitmek ister,
Vitrinlere bakmak için değil,
Gülümseyen bir yüze rastlarım diye,
Bakınıyorum,
Ama nerdee.
Bugün 24 Ekim,
Barışın sağlandığı gün,
Tüm dünyanın dost olduğu,
Birbirini tanıdığı gün.
Nerede bir sonun olsa,
Menziller uzaksa, ruhların çekim kuvveti artarak, görüp dokunup hissetme arzusu doruğa ulaşır.
Mesafeler kısalır, ruhların yakınlaşmasının heyecanı mantığın altında kalır,
Görüp dokunur, dokunduğun kişi sanki hayellerini süsleyen başka biri olmuş,
Büyü bozulmuştur.
Hayalini kuracağı kimse kısa bir süreliğine yoktur,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!