CAFER PAŞA MEDRESESİNDE ZAMAN
Eski bir fotoğrafa takıldı yine gözlerim
Anılar var dostlar.. Hep aynı masada
Dostlar değişirdi masa hep aynı
Ney sesinden üflenen tınılar,
Haliçten gelen ılık rüzgar ve çay aynı tatta
Hep o masada.
Nasıl da sarardı ruhumuzu huzur
Kapısından girdiğimiz anda
Koca şehrin dağdağasında
Münzevi bir sukut sanki herşeyden soyut
Sığınılmış tenha bir küçük liman olurdu
O dar koridor o taş duvarlar
Çaya ney sesleri karışır zaman dururdu
Cafer Paşa medrsesinde..
Burnumuza sahabe kokuları getirirdi
O ılık rüzgar,
Çayla beraber gönlümüz de demlenirdi
Söz kayar, gözler kayar, gönül kayar
Birden davudi bir ezan sesi sarardı her yanı
Ve çağırırdı Eyüp Sultan,
Ve biz birden türbedarı olurduk mihmandarın
Binek taşında atının yularını tutardık Kanuninin
Ve cülus ederdi,
Konstantin, İstanbul olurdu
Ve İstanbul Mekke, İstanbul Bosna, İstanbul Bağdat, İstanbul Kudüs, İstanbul Şam, İstanbul Bakü olurdu
Biz biz olurduk, Cafer Paşa medresesinde dostlar değişir masa hep aynı olurdu
Zaman dururdu....
. O. YAMAK
Kayıt Tarihi : 20.8.2020 20:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!