Ne zaman yürüdüm baba,
Vaktimiz var daha,
Gidelim mi o yıllara?
Senden yüz bulmuşum,
Bulmuşum da bütün mahalleye küsmüşüm;
Bunaltmışım seni, boğmuşum sorulara.
İhtiyar, yalnız bir kadın,
Kırk senelik evliliğin,
On iki yıllık artığı.
Yadigar bir oğlancık;
Bazen yetmiyor bu beden;
Koyup içine, beni boğacaklar.
Çıkıp gideyim diyorum evden,
Dar geliyor bütün kapılar.
Bu ilk değil ki
Daha önce de sildiler beni;
Bir güzel yerleşmişken,
Şiirin en güzel yerinden.
Ona sayfa diyemem,
Olsa olsa, sevdiğim yerden,
Uzun bir pragraftı...
Âşık olabilirdim Fazilet'e;
Gelincikten gelin yaptı.
Etekleri allı,
Saçları pullu...
Al dedi, bunu sakla.
Unutma hiç,
Ömrün boyunca.
Büyümek de neymiş;
Bu, çocukların uydurduğu bir yalan.
Neymiş efendim,
Kendilerine inanacakmışız,
Bir kadın tanıdım,
Tek başına, ılgar;
Başında eserdi,
Dağ kokulu rüzgâr.
Karşı dağlar kar,
Soğuk buralar.
Evin, barkın, sıcağın;
Hep aklımda diyar...
Tut evladım kalemi,
Tut boyayı, paleti...
Tut ki;
O ellerle tutacaksın
Sonra tornavidayı!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!