Bir şairin
…şiirlerine sığındığın zamanları var ya
Kırılgan yalnızlık nöbetlerinin
Ten kokusuna hasret gece yarılarında
Veya yazıya oturduğun bir orgazm anında
Tutup nefesini gözünü yumduğun sıra
Telaşa kadar geçmeye başlamaz sanki zaman
Ta ki damlayarak düşersin kâğıda
Pişmanlık gibi içini sıkan ama çaresizlik düğümlü
Olan, oldurulan bir fotoğraf benimki
Öyle bir duraksama.
Sigaramın bittiğine mi üzülürüm?
Yoksa bağımlılıklarımın arttığına mı?
Yazmak, anlatmaya çalışmak
Değişken ruh hallerinde, kasıtlı olmasa da
Hatırlamak…
Unutmayı insani zannetmemek, edememek
Bir de insanlığını yitirmek.
Her şekilde ve soluksuz izlerini
Başka nasıl izah ederim?
Göremediğin, sana göstermekten çekindiğim
Saklı duran parçalarımız haricinde
Mutabakatını yitirdiğimiz birlikteliğimiz
Kendiliğindenlik ve gelişigüzellik arasındaki fark…
Bunların ayrımını yapmak
Bir de sıkılıp kenara atmak
Sen hangisini seçmiştin?
Denizin günbatımı ile dansını
Akşamın loş kuytuluğunda sokak deryasını
Bazı uykusuz zamanlarda ağaran yenisini
İzler doyamaz insan geçiş zamanlarını
Tıpkı seni izlerken
Hepsinden tadıp da birden yitirdiğim gibi
…Ve kayıpların mütevazı krallığı…
Ben…
O krallıktaki prens.
Sen kovulmuş kötü kalpli cadı…
Şiirin adı; cadı kazanı…
Kayıt Tarihi : 13.12.2008 18:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!