Caddelerdeyim Şiiri - Nilgün Acar

Nilgün Acar
380

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Caddelerdeyim

CADDELERDEYİM
Hayatı yaşıyorum. Hem normal hem de normal olmayan yanlarıyla.
Aslında: Gerçekten çok mutluyum. Evimin tüm yönetimi bende. Mutfak gereksinmeleri ya da diğer tüm gereksinmeler için, alışverişleri ben yapıyorum.
Bu: Çok hoşuma gidiyor. Tek başıma da yapabiliyorum. Ama çoğu kez, Yağmur benimle geliyor. Hayatın, bu yönlerini bilmiyordum. Öğrendiğim, o kadar çok şey oldu ki…
Akülü sandalyemle, tek başıma gidiyorum işime-alışverişime-gezmeye ve deniz kıyısına. Bunlar normal sayılabilir. Ama: Yüzeyin altındakiler bambaşka.
Evimin kapısından başlayalım. Kapının önünde,on-onbeş santimlik bir yükseklik var. Arabamın hızını 4’e alıp zıplıyorum. Bunu: Genelde, bir kerede başaramıyorum. Birkaç deneme gerekiyor. Çıktıktan sonra, kapımı örtebilmek için de, tokmağa bağladığım kurdeleyi, sol elimde tututuyorum. Ve hızla çekip kapatıyorum kapıyı.
Asansöre anca sığıyor arabam. Her seferinde, bir kerede olmasa da, güçlükle biniyorum asansöre. Basıyorum, iniş düğmesine. İşin en tehlikeli yanı çıkış. Arabamın ön tekerlekleri, yanlara dönüverirse, hemen açamıyorum kapıyı. Ve o anda, beni yukarı çekmeleri, çok yüksek bir olasılık.
Bir kez yaşadım bu olayı. Ayaklarım, dizlerim nasıl yaralanmıştı. O kadar çok korkmuştum ki… İşime gidiyordum. Yolda da dayanmaya çalıştım, o şiddetli korkuma. Bedensel ve ruhsal acılarıma. Dayanamayacağımı anladım. Patlamak üzereydim.
Cadde de duran bir otomobilin arkasına geçtim. Hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Sanki, bir yer altı nehri fışkırıyordu. Ağlıyordum öylece. Tutamıyordum kendimi. Ve ağlamam gerekliydi zaten. Bir otomobil durmuş arkamda. Duymamıştım.Bir genç kadın belirdi yanımda. Sorular sordu, beni rahatlatmaya çalıştı. “Ben seni her gün görüyorum ve saygı duyuyorum.” Dedi. Eşi ve çocuğu da gelmişti yanımıza. Bir süre sonra ayrıldık.
Böylesi olayları her zaman yaşayacaktım. Sakin olmalı, gerekeni yapmalıydım. Aşağı ya da yukarı çekildiğimi anladığım an, arabayı hemen geri alıp bekliyorum. Bir kez daha, dizlerim çok acıdı, morardı ve yaralandı. Paniklemedim, ağlamadım. Acılara suskunca dayanıp, hayatımın akışına devam ettim.
Oturduğum bloktaki insanlar da, bana alıştılar. Gördükleri yerde yardım ediyorlar. Asansör ve çok fena ağır dış kapıyı açma konusunda. Kimse olmadığında: Artık beklemiyorum. Kapıyı açma yöntemi geliştirdim. Güçlü bir kızmışım.
Sonra, sokaklarda ve caddelerdeyim. Tüm motorlu-motorsuz araçları kollayarak, gidiyorum ben de aralarında. Eğer yol benimse? İki arabaya bile yolu vermiyorum. Devam edeceğim diye bakıyorum ve gidiyorum. Bu arada, gülümseyerek, teşekkür ediyorum. Bazen, araçlar ışıklarda durduklarında. Ben, kaldırıma en yakın yerden, süzülüyorum aralarından. Önce,şaşkınlıkla bakıyorlar bana. Ve sola kayıyorlar.
Minik bir Kaplumbağa, Dinazorların arasında gibi duyumsuyorum kendimi. Çünkü, arabamın arkasında, yaptığım alış veriş poşetleri asılı oluyor. Mecburum caddelerden gitmeye. Kaldırımlar yetersiz ve uygunsuz. Zaten bir kez de, işten eve gelirken. Arka arka ineceğim diye, arabam arka üstü devrilmişti ve çok şiddetli bir biçimde, başımı çarpmıştım. Çok az kalmıştı, ölüme. Hala başım acıyor. Bir kemik zedelendi sanırım. Artık hiçbir şekilde, kendim inip çıkmıyorum kaldırımlardan.
Ben çalışıyorum. Hayatımı kazanmam gerek. Belli bir yerde, herkesle birlikte. Benim de bir standım var. İşim: Çoğunlukla, turistlerle. Onlara bir şeyler beğendirmeye ve satış yapmaya uğraşıyorum. İngilizcem, işe yarıyor. Ama kazanç az. 17,30 – 23 saatleri arasında çalışıyorum. Sık sık, siftah bile yapmadan, üzgün eve dönüyorum.
Dönüşte: Yağmur’lar oluyor yanımda. Tek başıma da dönerim ama yatmak için, Yağmur ve eşine ihtiyacım var. Yattığımda: Sırtım-belim-bacaklarım nasıl ağrıyor? Hiç dinlenmeden, onca saat, arabada oturmak yoruyor insanı. Bir de ben, hiperaktifim. Evde bile bir şeyler yapıyorum hep.
Dış dünyayı. Sokakları, caddeleri, alışveriş yapmayı. Yolları öğreniyorum. “İnsanlar benimle yaşamayı öğrenecekler.” Demiştim. Öğrendiler. Öğrenmek zorunda kaldılar. Kaçmadım. Aralarında, mavi boncuk gibiyim. “Lütfen bana yardım eder misiniz? ” Dediğim anda, mutlaka birisi geliyor yanıma. Turistler bile.
Deniz, iş yerime yakın. Bazen, koşuyorum ona. Arada, çok fena işleyen bir cadde var. Tek başıma geçmemeyi tercih ediyorum. Herhangi birisinden rica ediyorum. Geçiyoruz birlikte. Yürüyüş kaldırımına çıkmak için, biraz dik, küçük bir rampa var. Oradan da inip çıkmak için, yine yardım istiyorum. Zorunlu kalıyorum.
Sonra, sonsuz bir mutlulukla, deniz annemi seyrediyorum. Kokusunu, doya doya çekiyorum içime. Dalgaların köpüklerinde, çook önce bıraktığım kalbimi arıyorum. Bir sürü deniz kızının kalbi var o köpüklerde. Hangisi benimki? Bilemem ki. Tanrım! Ne kadar mutu, sakin, huzurlu oluyorum, deniz annemin yanında? En güzel, psikolojik tedavi.
Evde de, birçok şeyi kendim yapıyorum. Kimse olmuyor yanımda. Yağmur, işi bitince gidiyor. Ben öyle istiyorum. Gece de yalnızım. Korkmuyorum.
Nilgün ACAR 05. 08. 2010 ALANYA-EVİM

Nilgün Acar
Kayıt Tarihi : 6.8.2010 16:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nilgün Acar