Buz Kesiyor Etten Bedenim 3.

Bir şarkı seç bizim için…
İçinde sen ben ikimiz…
Bir ayrılık şarkısı,
bir hüzün dökülsün kulaklara…

Yalnız ikimiz için yazsın ozan,
yalnız ayrılık için olsun,
el ele dolaşan eski sevdalılar,
bulutlarla depreşen sevda olsun…

Yürekler yırtılsın,
görmeyen gözler,
tutmayan dizler,
diz çökmeyen bir yürek olsun…

İkimiz olsun,
ikimizin gözü,
dili,
sevdası haykırsın be güzelim…
Bir de, bir de,
ASİ BİR YÜREK OLSUN İÇİNDE…
Eğilmesin hayata,
kaybolmasın,
yalnız kalsın,
ölemesin,
bitmeyen sevda olsun,
dönüşsün her acıya,
BETER BİR AŞKI ANLATSIN,
GÜLMEYEN AŞKI ANLATSIN,
Seni,
Beni,
BİR DE, BİZİ ANLATSIN, BİRİLERİNİ ANLATSIN BE NAZ…

BENİ DÜŞÜNDÜM SENDEN SONRAKİ…
Dağın yamacındaki Alıç Ağacının alpembe meyvesini düşündüm…
Yalnızlığında tek görevi, meyvesini verebilmek olan… Alıç Ağacını…

Bereketli toprakları düşündüm, mahsulü söküp yolununca, harmanı kaldırılınca ortaya çıkan acındırıcı görüntüsünü düşündüm…
Anız yakılan toprakları düşündüm…
İşlevi bitince, yakılan toprak üstlerini düşündüm…
Yanan, orada kalan canlılar, karıncalar, tüm yanan canları,
ve,
giden sevginin ardında kalan beni,
yanan yüreğimi,
suskunluğa dönüşen dudağımı,
duymaza mecbur kalan duyumu,
konuşmaya suskun kalan dilimi,
ve beni, ben gibi beni düşündüm…

Yalnız bıraktığın beni,
en son kahkahanı hatırlamaya çalışan, beynimi, benliğimi düşündüm…
Hayatımın gelecek kısmının,
kalan kısmını,
seninle geçen,
mutluluktan tufanlara meydan okuyan, sevinçten hop diye uçmak isteyen,
acıya meydan okuyan,
beni düşündüm senden sonraki…

Şarkıları ıslıklarla çalan, hüzünlerde nutku tutulan, karanlıklarda gece seslerine sığınan,
bir çift buğulu gözü rüyalarda görmek için dua eden, bende kalan beni düşündüm…
ALLAH’IN VERDİĞİ CANI KORUMAK İÇİN, YÜREĞİNİ ELİNE ALAN BENİ…

Kendinden kaçışlara koşan,
kaybolmak için kuytuları seçen, yollarda geri geri yürümeye çalışan, zavallı imkânsız beni…

Beni sana veren beni düşündüm
ve,
acıdım kendime, acımakla acılanan, acımakla acınan, ben…
Yalnızlığımda senle kalabalıklaşan, rüyalarda bile sensiz yapamayan ben, dertlerini dert edinen ben…
Ve,
yazık olan ben… Bana… Yazıklar dedim…

Sevmek buysa sevdim, ölmek severek buysa ölüyorum…
Yaşarken zavallılık buysa, zavallıyım…
İmkânsızı yaşayan ben, buna üzülüyorum…
Beni soktuğun hallere bak, yar…
YAŞAMDAN SONRA DA SEN VAR MISIN? ..
“Bir de, ben seni çok sevmiştim diyorsun! ”, beni duyuyor musun?
Hangi amaçlarına kurban ettin beni?

Bir resmimi al eline,
bir tersten bir yüzden bak,
bir bana bak, eski halimden hiç eser var mı?
Bir sana bak,
bir de benim için ölürüm dediğin sözlerini düşün…
Bir de bu günkü ben yalnızı,
bir de sen, kalabalıklarının arasındaki kendini düşün…

Ne görüyorsun, beni görüyor musun,
sen olan beni, ben olan seni,
adam gibi sevmenin bedelini ödeyen beni, bende görebiliyor musun?
Kendinde görüyor musun?

HANİ HEP GÜZELDİ GÜNLER,
hani en güzel aşk bizdeydi, hani severse ölmezdi insan,
BEN NEDEN ÖLÜYORUM YAR?

Ne bu sahtecilik, ne bu kandırmacılık, beş paraya indi yaşamım,
beş paraya indi sevgim, boş ver be naz…
Yaşam sensiz olmaya alışıyor, sensiz de güzel kalmaya çalışıyor,
ya,
ÖLEMİYOR İNSAN GÖRÜYORSUN BAK…
Hani sensiz ölürüm ben dediğin günler,
hani birlikteyken güzeldi günler, kahretsin, kahretsin…
BİR YAŞAMI ÇOK GÖRDÜN BANA…

Yazdıklarımıza bakıyorum, ben seni, sen beni yazmıştık.
Ben hakiki oğlan sende, sen bende hakiki kız. Hani siyah beyaz filmlerde olduğu gibi…
Sadece biz ikimiz varız başta…
Gerisi figüran…
Neyse,

Ben seni yazmaya mecburum, başka aşk yok ki bende…

Siyah beyaz bir hayat bendeki, biraz renkliye dönüşmüş, bir ara yemyeşil bir dünyadan, koyu karanlığa gömülmüş ben, bir de kaybolmuş sen…
NERESİ BUNUN HAYAT, NERESİ AŞK?

SAHİ AŞK NEDİR?
Ben söyleyeyim,
biraz sevinç,
biraz gülmek,
ve,
ömür yettikçe ağlamak bu aşk…
Şaka eder gibi kıs kıs gülen aşk,
sevmek mi istediniz acıyı bilmez gibi,
sevmek mi istediniz, acıya gider gibi,
al der gibi efemsi aşk…
Efelenir gibi, kabadayı aşk…
Acının koptuğu yerden kaçıp giden kabadayı aşk…
Bir yok bir var, neredesin aşk?
Hüzün mü istiyorsun, şarkı mı istiyorsun, seç kendi kendine birini,
gömül içine be aşk, gömül…
Unutkanlık mı istiyorsun, al benden de o kadar…
Söz verdim kendime, bu akşam yazmayacağım seni, be hınzır aşk…

Hayaller düşler bitti,
kuru kuruya bir gerçek aşk bitti…
Acı bir sol gerçek, acı bir umutsuzluk ve sevgi,
sadece bir düş gerçeği gibi,
bir duvar,
bir çukur,
bir yalnızlık bulutu, gökyüzünde başı boş dolaşan…

Belki de
kayboluş siste,
haykırış belki de,
seni seviyordum diye,
bir düş…

Veda yazısı olmayan, bir köprü tabelası,
elvedası olmayan kavşak levhası,
çıkmaz sokak yazısı,
sadece aşka gider diyen
ve ceketi omuzunda,
kolları çıplak,
efemsi dolaşan aşk…

yittiniz diyerek,
yitildiniz diyerek,
caka satan bir resim aşk…

Tutunma yok tutuşulma yok, gel gör beni,
buz kesiyor etten bedenim,
bak halime der gibi,
şaka eder gibi, kıs kıs gülen başı bozuk bir sevda aşk…

magosa