Ben mi? Kanadı kırık uçmayı öğrendim...
Göze girme! Gönülde yer et!..
İyi niyetini tasarruflu kullan ki ziyan edilmeyesin...
İnsanlar sonuna kadar dayanmaya çalışıyorlar. Sonra bi bakıyorlar ki ağır gelmeye başlamış yaşam...
Sonra, her şeyin üstüne bir çay içersin. Çay ver gece! gözlerinin renginde...
Uyuyabiliyorken uyuyun... Sonra uyuyamayacağınız zamanlar geliyor...
İnsanın kalbi neyse kendisi de odur...
Yolu maneviyata düşmeyen, maddiyatı zenginlik sanır...
Kimsenin yolu düz değil; bu dünya bir dağ...
Herkesin harcı değildir kırdığı gönlün kapısında yatmak...
Aşkın ucunda ölüm var; yüreğin yoksa yaklaşma!..
Kime kanatlarındaki kırıkları göstersen, gökyüzünü elinden almaya çalışıyor...
Biliyorum
Baharda
Kuru dalların can bulduğunu
Gövdesi tabuta girmediyse...
İmkanımız kadar hayal kurmalıydık belki de. Her birimiz düş yorgunuyuz...
Tecrübe, yaştan büyüktür...
Kibirli insanlar her şeyin en iyisini kendilerinin yaptıklarını sanırlar, kendilerini mükemmel sandıkları kadar...
Fazla fedakarlık ters teper...
Uzaktan iyi olanlardan uzak duracaksın...
Yolun dağsa yokuşun bitmez...
Haldan anlamayana halini anlatırsan, kalan halini de alır gider...
Kimi dinlesem, insan yorgunu...
Kimse canından bezmez; bezdirirler...
Emek ekmek ister. Ekmek emeğe bölünmek ister...
Müteşekkirim beni döküp Allah'a götüren fırtınaya...
Hırs insanın kurdudur...
Herkes her şeyin olur fakat kimse annen olmaz...
Asalet kibirli insanda barınmaz...
Kuvvetli bir fırtınaya yakalanmam gerekiyormuş beni prangalarımdan kurtarıp Allah'a götürecek olan. Nitekim de öyle oldu. Ben bunu diledim nasıl gerçekleşeceğini bilmeden. Çok zor olsa da dökülmek; bahar olmak için dökülmen gerek! Ve yine anladım ki aşk öldürmeden asla diriltmiyor...
Denize yağmak menfaattir. İyilik çöle yağmaktır...
Bazılarını da yaran ayna tuttuğunda tanırsın...
İnsan önce kendini tanımalı. Kimsenin kendini tanıma çabası yok...
Yürek yanınca gözlerde duman tütermiş...
Kırılan biri asla eskisi gibi olamaz; ya darmadağınıktır ya da yarım...
Dünü terket. Yarını yarına bırak. Yüksüz yaşamak için anı sahiplen sadece...
Sürekli affetmek, kötülüğü alışkanlık haline getirtmektir...
Sürekli başkalarını eleştirmekten, kendini eleştirmeye fırsat bulamayan insanlar var!..
Kimden samimiyet istediysem; hiç mi yok? dedirtti...
Bir ben biliyorum deme! Kirpiğin kadar ki karıncadan bile öğreneceğin çok şey var...
Gözünden düşeni, gönlün geri kabul etmiyor...
Gösteriş bu çağın vebası...
Ölüm hafifti yaşamaktan...
''Hayal dünyasında yaşama'' diyorlar işgalciler...
Mutluluğu basit şeylerde ara...
İçten kırılmanın sesidir ah...
Sonra anladım ki
En çok da annemin hatırı sabır etmiş bende...
Yoğrulduğunu bilmeyen yorulduğunu zanneder...
İnsan bu! dersini almak ister hep...
Daha biz kardeş olmayı öğrenememişiz; sevgiye, saygıya, muhabbete nasıl sıra gelsin...
Hitap, kişinin kimliğidir...
Beden nefesin gölgesi...
Haysiyetini kaybetmiş bir özgürlük özgürlük değildir...
İnsan yüreğini değil, yüreği insanı taşımalı...
Sevgi Gül İlkan
Aşk, ruhun kendini bulmasıdır...
İnsanı karakteri biçimlendirir...
İnsanı yük edinmişiz biz; ondandır asırlık yorgunluğumuz...
Çırpınıp durmam ruhumun Rab'bime gitmesi içinmiş...
Vefa, dilenci yerine konulandır...
Vefa zengindir; karakteri fakirlerdir vefayı dilenci zanneden...
Kendini eleştirebiliyorsan öndesindir...
Acımız hep taze kaldı bizim...
Mutluluktan ölen insan görmedim ben...
Ben çırpınırken
Siz şarkınızı söylüyordunuz.
Ayağa kalktım ve sağırlaştım.
Çırpındığınızı duymazsam kızmayın...
Hoşgörüm deniz sanıldı; oysaki ben kırılgandım...
Ne üzgün, ne kırgın; en çok da yorgun oluyor insan...
Koca dünyaya kafa tutarsın da küçücük yüreğine yenilirsin...
İnsanın olduğu yerde insafsızlık bakidir...
Uğruna savaşmadığına kahramanlık taslamayacaksın...
İnsan kalbiyle vardır; gerisi olmayan vardır...
Kalbimin kapısını açtım; hakikatli olan kaldı; samimiyetsiz olan yol aldı...
Ruh büyür mü Allah'ım? İçime sığamıyorum...
Kısacık ömrümüzün upuzun hikayeleri var...
Yorgun yürek cümlesini kısa tutar...
Ne çok öldük. Bi yanımız hep çığlık!..
Sizi karnına sığdıran kadını, koca dünyaya sığdıramadınız!..
Kimsenin değişmesini beklemeyin; yorulursunuz...
Gönlüm affetmekten yana da; yüreğim fazla kırılmış...
En uzun yol insanın içinden geçmektir...
Omuzlarımız hayat, yüreğimiz insan yorgunu...
Bedenin ruhuna dar gelmeye başladığında, bu dünyaya sığamaz olursun...
Nezaketsize nezaket yetiremezsin...
Kısa yolların insanıyla uzun yol yürüyemezsin...
Yürekten ağır yük mü vardır? içinde aşk varsa...
Sözün özündür...
İçimizin köşesinde hep bir ağrılı yarın var, dünden kalma...Sevgi Gül İlkaN
Düşlerinin saçlarına aklar düşer bi' gece yarısı;
Yaşlıdır artık gözlerin ona.
Umut etmemeye yaş alırsın birden;
Dünya girmiştir aranıza...
Umut etmekten öldük...
Üslubunda tartısı olmayanın ne konuştuğundan haberi olmaz...
Ben hep eylülde göçtüm...
Rüzgara kapılmış bir yaprak gibi
Böyle hüzünlü hüzünlü dolaşmam
Duygularıma çarpa çarpa
Eylülün beni çarpmasından....
Nasihat nimettir aklının bi' köşesine koyana...
Eylül benim vatanım, diğer aylar ise gurbet...
Ne vakit şu mutluluk sofrasına oturduysam
Elimi uzatır uzatmaz çekip alındım.
Ey hayat!
Senin bana ikramın hep acı mıdır?..
Ben hep eylülde göçtüm;
Ekimde toprağa düştüm...
Gün ağrılı bir akşam
Dönmeyen umuttan...
İçimdeki matem yaşımdan ileride...
Omuzlarımdaki yüküm çok ağır;
Benden önce yorgunluğum konulsun mezara...
Onlar, beni seyrettiklerini sanıyorlar. Oysaki, ben onların ta içini görüyorum acı bir gülümsemeyle...
Çat kapı gelir acı...
Gözlerinde duman tütenin gündüzü de gecedir. Ayakta uyur...
Hayat acımasız bir öğretmen; illa yakacak canını...
Yükü ağır olan, yolunun kısa olmasını diler...
Bazı acılar
Nasihat edenin dilini
Yaşayanın içini yorar...
Ölüme birikmekten bittik...
Kediyi, köpeği; çiçeği sevmezmiş... Ruhsuz!..
Hep ''Başın sağ olsun'' dediler.
Yüreğin sağ mı? diye soran olmadı...
Ben seni
Gelecekmişsin gibi bekliyorum
Can kenarında...Sevgi Gül İlkaN
Kayıt Tarihi : 4.4.2019 22:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!