Buyursun Şiiri - Âşık Enver Gürkani

Âşık Gürkan’den dostluğa çağrı
Bende varım diyen biri buyursun
Dolambaçlı değil doğrudan doğru
Kimin varsa dizde feri buyursun

Bütün her kesedir benim duyurum
Öncülük yapayım olsun hayırım
Senlik benlik yoktur yapmam ayırım
Herkesin var başta yeri buyursun

Benimkisi kapı açıp giriştir
Katkı yapın bu hayırlı bir iştir
Bir mekân kurmuşum gayet geniştir
İsteyenler tam içeri buyursun

Âşık Gürkan’yem düşünmem rantı
İştahlı olana yaparım mantı
Bende yalan yoktur sözüm garanti
Hoşlanmayan gene geri buyursun

ÂŞIK GÜRKANİ

Bu şiirin hikâyesi şöyledir. Ben bir dostluk konusunu açtım usta kalemler hemen cevap verdiler. Hepsine teker teker teşekkür ederim kaleminiz daim olsun ustalar.

OSMAN ÖCAL

Dostluklar bakidir kadrin bilene
Gül uzatır âşık sevip gelene
Can feda yüreği şaha bölene
Ben varım diyenin eri buyursun

İmanlıda olmaz meyil yalana
Ne mutlu mertlikte çözüm bulana
Kopuzunu kapan dolsun alana
Bir de delikanlı Börü buyursun

Her yanık sineyi çekenler anlar
Dertli gönül eyler virane hanlar
Erkeklere mahsus değil bu canlar
Yüreğinden gelen huri buyursun

Akılsız kul olan döner şaşkına
Yananlar var ise Hakk'ın aşkına
Sevda yudumlayan cennet köşküne
Manevi dünyanın piri buyursun

MANSUR İLHAN YAKAR

Yazıdan kelamın arkası tura
Atınca Yazıya gelecek sıra
Var diyen olursa sözüm Mansur'a
Durmasın geride beri buyursun

Gülistan odur ki gül onda açar
Gönüller yurduna rayiha saçar
Keremi götürsen Ferhat’a kaçar
Şirin'in Aslı'nın eri buyursun

Sevdinse vay cana vay insanoğlu
Aşkına ömrünü say insanoğlu
Cayarsan hayattan cay insanoğlu
Yerine nefessiz peri buyursun

HASAN KOCABAŞ

Kalemim altındır dostlar pas tutmaz
Bir garip gönlüm var asla yas tutmaz
Sesim tizdir çınlar akort bas tutmaz
Varsa akıtacak teri buyursun

Şefkat merhameti takıp koluna
Yoksul yüreğine derman buluna
Makam beklemeden Allah yoluna
Koymak için varsa seri buyursun

İşgal altındadır İslam elleri
Kâbe yıkmak niyetinde filleri
Yıkıp geçer lağım kokan selleri
Bent olsun bu zulme, çeri buyursun

MEHMET NALBANT

İcabet gerekir böyle davete
Mantı yeter bize talep yok ete
Soframızda olsa biraz da kete
Maksat muhabbettir körü buyursun

Madem hayır vardır işin içinde
Koşar da gelirim olsam da çinde
Sazınızla şöyle fasıl geçinde
İşitip duyanlar seri buyursun

ÂŞIK BİNALİ

Ben şairim diyen sayı fark etmez
Sofrada bulunsun payı fark etmez
Uzunlu kısalı boyu fark etmez
İster esmer ister sarı buyursun

İşte şimdi muhabbetin sırası
Her kimde var ise gönül yarası
Bu kurulan sofra aşkın sofrası
Çırakları, ustaları buyursun

Binali'yim ileriyiz, geri yok
Hangimizin bu emekte teri yok?
Bu mecliste utanmazın yeri yok
Çiçekten öz alan arı buyursun

DEĞERLİ DOST GÜZEL BİR DAVET YÜREĞİNE SAĞLIK.

MEHMET EREN

BUYURDUM

Davete icabet ettim gürkani,
Anladım erlerin yeri buyurdum.
Bilirim bu yolun vardır erkânı,
Daima dik tuttum seri buyurdum.

Gördüm kervancıyı kervanbaşında,
Yola revan olmuş hayran işinde,
İkilik güdenler kalsın dışında,
Benlikten sıyrıldım arı buyurdum.

Dostun kapıları dosta açılmış,
Hayırlı bakışla ışık saçılmış,
Gerçek yarenliğe değer biçilmiş,
Dostu kazanç bilip kârı buyurdum.

Ereniyim benim farkım yok senden,
Bulduğuma şükür ederim candan,
İlme vakıf olan buyursun önden,
Tabi oldum dönmem geri buyurdum

ERDAL GİŞİ

Bir zamanlar bey dim, fermanım vardı
Ovalar dolusu hayranım vardı
Her derde sanki bir dermanım vardı
Şimdi gönlü kırık biri buyursun

ÂŞIK GÜRKANİ

Gürkanider bitirelim bu işi
Ağrımasın diğer dostların başı
İşte mevcudumuz bu dokuz kişi
İsterdim ki çok özveri buyursun