Zamanlardan bir zaman, büyükçe ülke varmış;
Bu ülkenin içinde, farklı insan yaşarmış.
İnançları var imiş 'kurban' denenden yana;
Deve, inek ve koyun, semiz inenden yana.
Hoş olurmuş insanlar, hayvan alınmış ise;
Hayvanı yere yıkıp, bıçak salınmış ise.
Mutluluktan esinti hissedilirmiş o an;
Lakin, kötü görüntü farkedilirmiş o an.
Büyük yerin büyüğü, önce ilgisiz kalmış;
İlgisiz kalınca da çok yerden sitem almış.
Demiş ki sitemciler; inanca söz edilmez;
Usûlün böylesinde iz tutulup gidilmez;
Yeri-biçimi olsun hayvan kurban edenin;
Şanı bozuk olmasın kanı akıp gidenin.
Büyük yerin büyüğü, doğru, demiş bu söze;
Elbette ki, çirkinlik, uzak tutulsun göze.
Yaverlerin hepsine, tez elden emir vermiş;
Sitem mesajlarını, görüşlerine sermiş;
Bir yasa yapın, demiş, sineler tatmin olsun;
Yürekler zıtlık değil, uyumlu hisle dolsun;
Yapımızda bu şekil, gayet acıdır bugün;
Uygarlık, özümüzün ihtiyacıdır bugün.
Yaverler fis-kos etmiş, laf çıktıkça karmışlar;
Usûlde, yasa için, bir karara varmışlar;
Yasa oluşmuş o an, usûl bilinsin diye;
Çirkinlik, göz önünden, bitip silinsin diye.
Büyüğe tabi halkta, bir gün, tuhaflık olmuş;
Kimi, kıriz geçirmiş; kiminin benzi solmuş;
Demişler, deva için, kurban kesmemiz gerek;
Bilinen sınırları, aşıp geçmemiz gerek.
Getirmişler üç adet gayet babacan koyun;
Koca cadde üstünde, başlamış o an oyun;
Bıçaklar bilenmiş de, vurulmuş boyunlara;
Kurban adı verilmiş, can veren koyunlara.
Uzaktan seyredenler, bu ne ya hu, demişler;
Demişler de, ardından, şaşkın otu yemişler;
Yasa, süs için midir kütüphane rafında?
Bakılmazsa, böcekler gezinir etrafında.
Bilgiç biri, demiş ki; Büyük anmasıdır bu!
Kandilin, yasa için, cılız yanmasıdır bu!
(3 Şubat 2009)
İbrahim Faik BayavKayıt Tarihi : 3.2.2009 18:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)