Her gün güneşle batıyoruz, güneşle doğuyoruz
Var mı ötesi?
Batmaklar, karanlıklar tat vermiyor
Ölüm, her gece kız kardeşini gönderiyor koynumuza
Reddedemiyoruz, helalinden sarılıyoruz hiç sektirmeden birbirimize
Sabaha kadar bir muhabbet, bir muhabbet
Ve… günün ilk ışıklarıyla birlikte vedalaşmadan çekip gidiyor
Ölümün müşfik, bir o kadar da latif kız kardeşi…
Bir gün, ölümün kendisi çalacak kapımızı
İçimizde her gün doğup batan güneşimizi, ruhumuzu söküp almak için
Ölümün yüzü çok soğuk, pençeleri keskin…
Ne yapalım?
Soğuk da olsa, ona da helalinden sıkı sıkıya sarılmaya mecburuz
Terhis zamanı…
Nefes bitti, rızık bitti beslenme paydos
Ölüm…
Büyük sırların geçiş kapısı…
Kayıt Tarihi : 8.9.2021 10:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kadir Aytar](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/09/08/buyuk-sirlarin-gecis-kapisi.jpg)
Çok teşekkürler...
TÜM YORUMLAR (2)