Benim özlemim gözümden süzülen bir damla yaştır.
Kalanı ise kimseler görmesin diye içimde saklı
Bir insan ne kadar özlem dolu olabilir ki
Yaşanmamış eksiklilere duyulan hasretliktir özlem.
Çocuk yasta ayrıldım doğduğum yerden.
Denize suya yeşile hasret kaldım bu koca şehirde.
Kalabalık insan yığını, çürümüş soğan kokusu vardı havada ve Leş kargaları uçuyordu çöplüklerde...
Memleket dediğin toprak kokmalıydı.
Yeşil kokmalı deniz kokmalıydı.
Kokular azalınca İşte o zaman memleketimin kokusunu özledim.
Insanlar vardı koca katlı evlerde, sesler geliyordu hariçten, sokaklar insan yoluydu, her yer nefes doluydu.
İnsanın, insana hasret kaldığını bu şehrin yalnızlığında öğrendim.
Sevdim. Hem de çok sevdim.
İncitmeden, kırmadan, dökmeden sevmeyi öğrendim.
Hamt olsun.
Çok sevdim çok da sevildim
Ama sevdiğim her insan sevmeyi bilmiyormuş.
Sevmeyi bilmeyeni görünce işte o zaman adam gibi sevmeyi bileni özledim.
Gün geldi Saçlarımın arasında bir çift el aradım şefkatle okşayan
O eller saçlarıma hiç uğramadı.
İşte o zaman sevilmeyi özledim.
Sabrettim. Her şeye çok sabrettim
Sabrederek öğrendim ki; insan acı çekmeden öğrenmiyormuş hayatı
Hayatımda kim varsa İnsana yakışır muamele ettim
Öyle olması gerekir. İnsanız sonuçta bize yakışan budur dedim.
İnsana yaraşır bir muamele görmeyi bekledim.
Göremeyince iyi insanı özledim.
Ve öğrendim ki; herkes aynı insan değilmiş.
Meğer insanlık ölmüş de; biz insan gibi insana hasretmişiz
İşte o zaman insan olmayı bildim.
Zaman geçince anlıyorsun ki; aslında insan olmak herkese nasip değilmiş.
Bizim nasibimize ise insanlıktan nasibini almamışlarla imtihan düşmüş.
Benim en büyük imtihanımsa, insana sabretmekmiş.
Kaderimse özlemekmiş
Kayıt Tarihi : 1.3.2023 00:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Teşekkür ederim bu güzel yorum için ??
TÜM YORUMLAR (1)