Büyük İşkence! .. Şiiri - Necdet Erem

Evet,
vardır, her şeyin,
her işin, her sözün,
her davranışını mantıklı bir manası.

Hele hayat denilen,
her şeyin içinde yaşandığı,
beşerin O muhteşem bulmacası.

her şeye anlam kazandıran,
cansızı canlandıran, manalandıran,

Evet sabah doğan güneş,
gecelerimize nur serpen ay.

Anlamsız mı şu sınırsız deniz,
delicesine durmadan akan, nehir ve çay.

Uçan kuş,
açan çiçek, çok manalı.

Sanıyorum her şey manasını,
hayattan ve hayatı kutsayarak yaratandan alıyor olmalı.

Yüzde beliren memnuniyet belirtisi, bir tebessüm,
keder ve sevinçte, gözden akan iki damla yaş,

Her olay hayat sahnesinde açılan sırlı bir perde,
farkına varılmadan yavaş yavaş.

Geçiyor penceresinden,
kimi bakan, kimi sarkan,
yolcular ile dolu bir tren gibi hayat.

Acısı tatlısı ile bütün olaylar.
Binlerce yıllık maziden arta kalan eski ve bayat.

Evet, anlam katmalı, bir amaca dayatılmalı.
Herkesin yaşadığı başı ve sonu karanlık görünen bu hayat.

Yoksa sonu, sevimsiz, yaşlılık,
Meyvesi sadece korkunç ölümse heyhat! .

Korktuğun sonuca koşarken sanki kanatlı,
yaşamak için verdiğin amansız ve anlamsız mücadelenin, neresi tatlı?

İşte hayat!
Rahimle, kabir arası,
son sahnesi ölüm değilmi ki! ..

Yok,
Bulunamadı,
hala bir kurtuluş ümidi belliki..

Mana ve maksadı
Onu yaratana sorulup bilinmedikçe,

Sarhoşçasına yaşanacak
herkesi tehdit eden büyük işkence.