Büyük İnsanlık... Şiiri - Yorumlar

Nazım Hikmet Ran
273

ŞİİR


2132

TAKİPÇİ

Büyük insanlık gemide güverte yolcusu
tirende üçüncü mevki
şosede yayan
büyük insanlık.
Büyük insanlık sekizinde işe gider
yirmisinde evlenir
kırkında ölür

Tamamını Oku
  • Kar Tanesi
    Kar Tanesi 20.07.2010 - 18:35

    şimdi o büyük insanlık öldü... en büyüğümüz küçük şeylerle mutlu olmaya çalışıyor.. ötesinde kimse bir erdem peşinde yaşamıyor.

    Cevap Yaz
  • Nazır Çiftçi
    Nazır Çiftçi 20.07.2010 - 17:28

    Bir ışık yak.Sevmediğin kadar ışık olsun.Sevmediğin kadar sev.O ışığın içinde bir sevgi ve bir ışık olacaktır. çiğ gibi.bÜYÜK İNSANLIK BENCE BU.Türk Büyükleri ve Mustafa Kemal ATATÜRK gibi.Saygılarımla
    20.07.2010 // ANKARA // Nazır Çiftçi

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 20.07.2010 - 16:26

    Bir okur hoşuma giden şu ifadeyi kullanmış:

    Bütün iyi niyetlerimize ve iyileştirme istek ve çabalarımıza rağmen maddi ve manevi eşitliksizler devam ediyor ve edecektir..

    Bu elbette benim de kabul ettiğim bir gerçekliktir.Bu imtihanın bir vesilesidir..Ancak bu böyle cereyan ederken biz ne yapıyoruz sorusu bizim için aslolandır..

    Ya muhammed bizim başımıza geç..sana kisranın saraylarının aynısını kuralım ama bize kölelerimizle aynı sofrada yemek yememizi, yediklerimizden ve giydiklerimizin aynısından onlara vermmemizi söyleme diyen kureyşin kazma dişlilerine karşın verilen cevabı hatırlayalım

    bir güzel söz vardır

    Körün namahreme bakmamasından ona sevap yoktur şeklinde..

    Biz sosyal akış içinde müstezafların, mağdurların ne kadar yanında yer alıyoruz..yanında yer alanlarla, yer alır gibi takiyye yapanları nasıl tefrik ediyoruz..Yoksa onların dertlerinde söz edenleri fakirlik edebiyatı ile mi suçluyoruz..Bu ülkede garibim almancıların parasını toplayıp gelen yeşil sermayenin yardım kuruluşu adı altındaki vurguncuların.. yardım paralarıyla kızılaya yaptığı binayı onlarca yıldır faaaliyete geçiremeyenlerin, türk kuşu altında toplanan paraları bir kısım zengin çocuklarının paraşüt atlama zevk ve sefasına kullanan yapıları kurumları kuruluşları şu seninkisi, şu benimkisi diye ayırmaksızın at gözlüklerimizi çıkararak ne zaman ortaya koyacağız..

    Yoksa bu dünya böyle gelmiş böyle gider mi diyoruz..

    Asıl mesele budur..

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 20.07.2010 - 16:13

    Şairlerin dünya görüşüne katılırsınız veya katılmazsınız..Ama gerçek şairler asla ve asla isyanlarını elden bırakmazlar...

    Bakmış ve söylemiş halkın( yani Büyük insanlığın )duruşuna..

    tirende üçüncü mevki
    şosede yayan
    büyük insanlık.

    yıllar sonra bir başka şair istiklal marşı derneğinde üstelik nazım hikmetin dünya görüşünden yola çıkarak sonradan bu görüşten tamamen ayrıldığı bir dönemde şunları söylüyor...(İsmet Özel)

    Yani bilhassa o zaman, Türkiye’de “halk” denince neyin anlaşılacağı iyice flu idi. Bu konuda mesela şöyle şakalar yapılıyordu: “Halk, plajları doldurduğu için vatandaş denize giremiyor!” Yine, “Filanca yerde meydana gelen tren kazasında şu kadar insan hayatını kaybetmiştir, tek tesellimiz ölen bütün yolcuların üçüncü mevki yolcular olmasıdır.” gibi şakalar yapılıyordu. Böyle bir anlayış içinde “Halkçılık” ilkesi esas alınmıştı. İnsanların kıyafetlerinden dolayı mahkeme salonlarına bile alınmadığı, yine aynı şekilde halkın İstanbul’da İstiklâl Caddesi’ne, Ankara’da Atatürk Bulvarı’na giremediği bir durumda biz Halkçılık ilkesini savunan bir rejime sahiptik.

    Aynı şahıs 80 lerde yazdığı bir şiirde :

    Milli şefin treni niçin beyaz?

    sorusunu soruyor...

    Kendisinin baştacı edileceği bir iktidar geldiğinde ise kolayca onlara yaranabileceği bir dönemde restini çekiyor ve tavrını ve dizesini patlatıyor;

    İcazetle ve asıl takiyyeyi halka yaptığına inandığı bir iktidara karşı tavrını koyarak..

    pişman değilim iyi ettim tebessümü çok görmekle gavur döllerine
    turizmi teşvik için gitmedik yemen çöllerine

    Onun dünya görüşüne katılırsınız veya katılmazsınız..Turizm bu ülkeye çok gereklidir dersiniz , demezsiniz bu başka konu...Ama gerçek şairlerin sürekli ''isyan'' ve sürekli ''arayış'' içinde olduklarını ve aniden tüm gemileri yakabileceklerini kabul etmeniz gerekir



    Cevap Yaz
  • Ulvi Ziya
    Ulvi Ziya 20.07.2010 - 16:04

    Bütün iyi niyetlerimize ve iyileştirme istek ve çabalarımıza rağmen maddi ve manevi eşitliksizler devam ediyor ve edecektir...Eşitsizlikleri düzeltmeyenler olacaktır ve biz sadece onları kınayacağız...Ama bu demek değildir ki az şeyi olan çok olana kin gütsün ve ayaklanıp onların gırtlağına yapışsın...Şâirin büyük insanlık dediği İNSAN ÇOĞUNLUĞUNA telkin etmeye çalıştığı ise bu...Birbirinizi gırtlaklayın demek istiyor...KARDEŞLİK...TEVEKKÜL...YARDIMLAŞMA...İYİ NİYETLE BİRBİRİNİ SEVİP KORUMA gibi duygulardan bir kaos ortamında hayali düşmanlarla mücadele yolunu gösteriyor...Selâmet ; insanların barış ve iyi duygularına hitap ederek sağduyu içinde çalışmaktadır...Vatanı sevmek şart...Hâinlik yok ...İyi niyetle sevgi ile birbirine yardım şart...İçindeki çıfıtlığı başkalarına gizli imlerle telkin etmeye çalışanlar hüsrandadır...Çıfıtlıkları içinde iyilik zanneder kötülük yaparlar...Onların asıl gâyesi kaos yaratmak yani kötülüktür...Bâzıları bilir/bilmez bunları şakşaklarlar...

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 20.07.2010 - 15:38

    Son sözüm şudur bu konuda..Gerek Necip Fazıl gerekse Nazım Hikmet sözüm ona kendileriyle parallellik gösteren iktidar dönemleri de dahil olmak üzere yargılanmışlar hüküm giymişler ve hapse atılmışlardır.

    çünkü:

    Yiğit olan döne döne dövüşür/ Kötüler meydandan kaçar kem olur.

    Onlar farklı inançlara sahip olmalarına karşın inançları için ömürlerini feda ettiler..Ortaya karışık laflarla, halk davukluğuyla, sisteme ve zulme entegre yapılarla fink atarak nabza şerbet vermediler.

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 20.07.2010 - 15:16

    Necip Fazıl için fakirle zengin arasında uçurumun anlamı iki satırlık bir konu değildi...O bu konuda muamelet dışı her uygulamayı bir zalim - mazlum ilişkisi içinde ele alırdı diye düşüğnüyorum

    Muâmelât bahsi kişi ve sosyal çevreye dair meselelerinden olup muhtevasındaki en önemli bahislerden birisi de ticaret hükümleridir..

    İslam, fıkhı (hukuku) dört kısımdır.1) İbâdât, 2) Münâkehât 3) Muâmelât 4) Ukûbât

    Onun ideolocya örgüsünde bu konu, insan hukuku içinde başköşeye yerleştirilmişti..

    Bu konuda yazan arkadaşa şiirin altını daha fazla meşgul etmemek için ayrıca yazarım

    Cevap Yaz
  • Kar Tanesi
    Kar Tanesi 20.07.2010 - 15:11

    Kuru ekmeğin değeri gibi bir şiir. bilen olur bilmeyen olur.

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 20.07.2010 - 14:59

    Sayın sinyali çok yanılıyorsunuz.İslamı koklatmak şöyle dursun,tel örgülerden içeri bile almıyorlar.İslamın İ sini ağzına alanı ordudan atıyorlar.Dı !..daha düne kadar.İslam en büyük düşman ilan edilmişken
    islamcıların idaresinden bahsetmek abestir.60 yıldır islamın anayasası
    ile değil,darbe anayasası ile idare olunduğumuz gerçektir.12 eylülde
    evet diyebilirsek bir nebze iktidar halkın eline geçecektir.Saygılar efendim.

    Cevap Yaz
  • Ünal Akbulut
    Ünal Akbulut 20.07.2010 - 14:51

    Kıymet terazisinin darası hürmet olmalı..

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 55 tane yorum bulunmakta