Büyük insanlık gemide güverte yolcusu
tirende üçüncü mevki
şosede yayan
büyük insanlık.
Büyük insanlık sekizinde işe gider
yirmisinde
..........
..........
Kayıt Tarihi : 18.8.2000 17:19:00
Şiiri Değerlendir
© Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık
Severler, aşık olurlar,ayrılırlar, barışırlar, vergi verirler, oy kullanırlar, nefes alırlar,nefes verirler, şiir söylerler...
Bir şair bizim gibi düşünmüyorsa; dini, milli, ahlaki veya siyasi görüşümüzü ıskalıyorsa, onu şairden saymama lüksümüz var mıdır? Kimi neye göre şair kabul edeceğiz. Bunun için otorite miyiz? Kişinin şairliğini tayin eden bir formül var mıdır? Ahmet Haşim tanıklık ettiği Balkan Savaşlarına, Birinci Dünya Savaşlarına, Kurtuluş Savaşlarına dair bir şiir yazmadıysa, akşamın kızıllığı ile avunup hayal aleminde dolaşıp durduysa şair değil midir? Mehmet Akif Ersoy, tam aksi davranıp Çanakkale Şehitlerinin destanlaşan hayatlarını, Bursa'nın işgaline duyduğu feryadı yazdı ise, Kastamonu'da Nasrullah Camiinde yaptığı konuşma ile milli mücadelenin manevi fitilini ateşledi ise, İstiklal Marşımızın şairi olarak Bağımsızlık savaşımızı taclandırdı ise, sırf bazı devrimlere karşı çıktığı için ya da dindar bir zihniyete sahip olduğu için nasıl bir şair kabul edilmelidir? Kaldırımlar şiiriyle ünlenen ve her kesimden övgü alan Necip Fazıl Kısakürek, dini eğilimler içeren bir sanat anlayışına yönelince, bazı çevreler tarafından 'Sanatına kıyan gerici adam' diye eleştirilmişti. Şimdi biz hangi tarafta durmalıyız? Suya sabuna dokunmadan duran ve çiçekten, böcekten bahseden bir sanatçı mı istiyoruz. Nazım Hikmet hayatta olsaydı kominizim propakandası yapıyor diye hapse atılır mıydı?Şimdi aynı görüşü savunan yasal bir parti bile var. Bırakın sanatçılar istediği gibi yazsın. Bırakın isteyen istediği sanatçıyı sevsin. Koşullu sanat olur mu? Bırakın sanatçılar zihniyetlerini tam olarak ifade etsinler. Zaman süzgecinden geçenler, takdir görenler tarih sahnesinde yerini alırken diğerleri tarihin derinliklerinde kaybolup gidecektir. Kuluçkadan çıkan yumurta misali tek tip insan, tek tip sanatçı benim işime gelmiyor.Sanat anlayışındaki farklılıkları bir zenginlik olarak kabul ediyorum.Hüseyin Cahit Yalçın'ın 1901'de Fransızca'dan çevirdiği Edebiyat ve Hukuk makalesinde değindiği gibi; hukuk, sanatın önünü tıkamamalı, aksine sanatın önünü açmalı ve sanatıve sanatçıyı güvence altına almalıdır...'Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,/Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?' 'Ağlasam sesimi duyar mısınız,/Mısralarımda;/ Dokunabilir misiniz, /Göz yaşlarıma, ellerinizle?'
' Vurulmuş ter temiz alnından, uzanmış yatıyor/ Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor' Artık demir almak zamanı gelmişse zamandan/ Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan' 'Büyük insanlığın toprağında gölge yok/sokağında fener/penceresinde cam/ama umudu var büyük insanlığın/
umutsuz yaşanmıyor.'
Herkese sevgi selamlarımı sunar, iyi yıllar dilerim.
TÜM YORUMLAR (55)