Büyük Balık Küçük Balığı...

Evrim denen bir masalı, verdiler hep halka salık
Onlar yalan atar iken, baktık bizler alık, alık.
Bir masal-ı seleksiyon(!) yutturuldu hap misali!
Ne bakarsın koca, koca? Yutmadın mı sen babalık?

Yutar(!) derler her daima, küçükleri büyük semek(!)
Acıkınca yapar imiş(!) hamsileri devler yemek(!)
Yıllar yılı bizim millet, hep dediler şu sözleri;
Demiş ise ehl-i bilim(!) söylenenler doğru(!) demek.

Sonra görüp, öğrendik ki; cani değil büyük balık!
Ona keza ahmak değil, elbette ki, küçük balık.
Böyle zalim bir tatbikat, mümkün değil olsun arzda!
Zira ona izin vermez, elbette ki, adil Halık.

Tam tersine; yardım eder birbirine tüm mevcudat!
Kavga, niza yaşanmadan, uygulanır her mevzuat.
Açık, açık görür herkes, tesanüt ve teavünü!
Rahmet, şefkat, inayeti, yaptırıyor Hak tevziat!

Hayat cidal değil imiş, ettik gözle müşahede!
Kim yalancı diyebilir, onca delil ve şahide?
Bir asırlık yalanları, çöktü, gitti gümbür, gümbür
Böyle acı mağlubiyet, sanmayın ki hoşa gide!

Yok, mutasyon, seleksiyon, her şey durur tam yerinde!
Kameralar çalışıyor, hem sığlarda hem derinde.
Görmediysen olanları, geç ekranın karşısına!
Kendin şahit olunca da, görmeyene “bir görün” de!

Cihat ŞAHİN
04.10.2010-İZMİR