Büyüdün Artık Çocuk Şiiri - Kadir Turan

Kadir Turan
67

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Büyüdün Artık Çocuk

Bir kucak anıza düştüğün gün ağlamıştın.
Ne bilge çocukmuşsun meğer...
Nerden anladın çile çekmeye geldiğini dünyaya?
Ah çocuk;
Meğer ne çok severmişsin
Ham maddesi soğan-ekmek olan ana sütünü...
Nasibin büyükmüş,
Gelenin büyüklüğünden belli.
Nur yürekli bir ağızdan kulağına süzülen
Ezan-ı Muhammedî'yle adın Abdulkadir olmuş.
“Adıyla yaşasın” dediler

Ömür dilediler Yaradan'dan, upuzunca.
Dilekler dilediler sağlıktan,
mutluluktan yana,
yakarıştan öteye gitmeyen.
An geldi tekbiri haykırmayı
ana sütüne tercih ettin.
Küçücük bedeninle toza belendin Hakk yolunda.
O tozlar ki, üzerinde gezindiğin bulutlardı.
Andıkça o günü demiryolcu dini bütün baban,
oturur ağlardı.
Ağlardı;
senin katmerleşmiş tezeği toplarken bir vagonda
kırılan ayağına.
Sen gibi yaşardı sendeki acıyı.
İlim-irfan deryasına daldığın zaman,
hasret kara kedi gibi girerdi aranıza.
Bir avuç tuz arkadaş olurdu yaranıza.
Yüreklerde buluşurdunuz zor zamanlarda.

Biliyor musun çocuk;
Annen, buğusu yükselen sac ekmeğine
Şahin dalışı saldırmalarına bayılırdı.
Bazen öfkesi oklava olur sırtına saplanır,
Bazen de üzmez, kendi verirdi bazlamayı.
Yine ağlıyordun günün birinde.
Ah çocuk, seni bir anlayabilselerdi...
Bilselerdi ki demir teştlerin içinde,
Mart soğuğunda
ve dışarıda
yıkanamayacağını bir çocuğun
haşlanmış suyla;
Hiç derler miydi ki bu çocuğun
banyoyu sevmediğini?
Ah çocuk;
Bir kucak anıza düştüğün gün ağlamıştın.
Nerden anladın sesinin işe yarayacağını?
Ne bilge çocukmuşsun meğer.
Çeyiz sandığını radyoya benzetirdin;
Girerdin sandıklara
ve radyo sanatçısı olurdun.

İlâhi çocuk,
Süpürge sapından saz olur mu hiç?
Sen yapınca olmaz mı?
Konserler bile verirdin.
Şimdi kucaklar dolusu sunmaktasın
tiryakilerine türküleri.
Ya Sultan ninenin Osman emmisini oynayışın...?
En sevdiğin çiçek; gelincik,
En sevmediğin insan yoktu.
Yoktu gölgelemek güneşi senin anlayışında.
Önünü açardın düşüncelerinin,
“güneş düşsün” derdin hep.
Aydınlıklar uğruna kavgaların olurdu çocuk,
sevdaların uğruna!
Türküler yakardın kavgalarına
ve kavgaların türküleşirdi.
Çiçek gibi severdin yarınlarını.
Düşen tetik sesleriyle büyüdün
uğruna bir sevdanın.

Bir bilsen çocuk;
kitap mısralarındaki seyahatinin
nice zaman sürdüğünü...
“Kitapla başlamalı ömür ve kitapla bitmeli” derdin.
Yetmedi, meyve verdin.
Yüreğinden kopup gelen fırtınalar
dağlarca dalgalar yarattı okyanuslarda.
Fırtına kuşuna dönmüştün
feleğin can yutan anaforunda.
Bir kanadın kırık, bir kanadın yoluk.
Öyle de rüzgârla sevişirdin be çocuk!
Düşüremediler seni bir türlü
misket bombaları ve çelik namlular.
Pranga yaptılar gölgelerini
ayaklarına düşüncelerinin.
Nice tuzaklar kurdular
şahin soylu duruşlarına ya,
Her seferinde de tuzaklanan onlar oldu.

Eh, uyan artık çocuk!
Uyan da gör büyüdüğünü.
Duy artık şu apartmanın
üçüncü katındaki delikanlıyla
aynı türküleri söylediğini.
Gör artık tetikteki yürekleri!
Büyüdün artık çocuk.
Şu keman çalan Hicri öğretmenin
yanındaki çocuk mazide kaldı.
Acılarını sinesine gömmüş,
sevda uğruna sefil bir ateş topusun artık.
Dimdik bedenin gönder olsun bayrağa
Emeklemeyi bırak,
haydi, ayağa kalk!

Kadir Turan
Kayıt Tarihi : 16.3.2007 21:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kadir Turan