Buyrun Sofraya Şiiri - Ahmet Yumuşak

İştahım yok ki benim
Yiyemiyorum artık yemekten önce
Dokuz dolmadan başka
Her öğünü hatır için
İki ekmekle geçiştiririm
Zaten bir koli yumurta
İki günde bitiyor
Kahvaltıda zeytin çekirdekleri
Tren vagonu gibi dizilir
Bir uçtan bir uca
Reçel desem yenmiyor çatalla
Benim yemek kaşığım
Ne olur ne olmaz diye
Her öğün yanımda
Sucuk salam yerken
Karıştırırım parmaklarımla
Öğlen olunca isteksiz otururum sofraya
Beş tane biberle zorlarım iştahımı
Soğana bıçak vurmam yumruktan başka
İki baş sarımsak ilaç gibi gelir
Dostlar rahatsız olmasın diye
Bir avuç karanfil sakız gibi çiğnenir
Hiç sevmem yemekte kepçeyi ölçüyü
Lokantamı burası adisyona bakayım?
Ne varsa getirin sofraya
Bağdaş kurup şöyle bir bakayım tadına
Sonra karar vereyim şu iştahsız ağzımla
Çorba zaten su gibi tabakta hiç sevmem
Benim için özeldir bir litrelik tencerem
O bitince gelir kasede duble cacık
Tavuk zaten ufacık, bütün gelir yanıma
Hiç alamam çatalı soluma, bıçağı sağıma
Ellerim çalışsın diye önce okşarım
Ne çabuk bitti diye, ben bile şaşarım
Salata diye getirirler otları
İnek miyim ben ne yapayım bunları?
Hatır için indiririm mideye
Tatlıya azıcık bir yer kalsın diye
Künefe gelir tepside, çizerim
Yarısı bana yarısı onlara
Çocuklar şaşırsa da bu yargıya
Bölüşürüz baba-oğul hakkıyla
Yemekten sonra iki bardak su
Ardından iki saat öğle uykusu
Uyanınca gelir çayım, çerezim
Yanında bir tabak yaş pasta
Kurumasın diye zavallıyı
Islatırım bağırsakta
Ardından içerim bir maden suyu
Sonra spor olsun diye düşerim yola
Yolda silkelerim bedendeki tozu
Bakınırım sağıma soluma
Kimse yoksa eğer savururum gazı
Güneş batınca çıkar akşam ayazı
Ateş yakarım mangal keyfi bahane
Sakatat zaten çerez gibi sayılır
Kebap altı teselli iki kadeh atılır
Hazır olunca sofra pişiririm etleri
Sayarak almadım ki şişleri
Sıcak sıcak pişince ekmek arası
Yanında acılı şalgam, nar ekşili salata
Pişecek soğanla biber patlıcan
Yumul Ahmed’im yumul
Bu sana can katacak can