I.
görkemli gecenin gösterisi; şarap ve gökyüzüne bulanmış tema,
başbaşaydım bu cümbüşle karışırken yıldızlara.
‘yapmayın… durun, o daha bir piyon! ’
repliği ile başlarken bu oyun, kapkara sonsuzluğa yapışmış
şaşkın bir nokta duruşuyum.
‘mavi kuşlar mı? ’ diye soruyorum
şiir diyorlardı…
ve yağdılar başımdan aşağı.
binlerceydi, yüzlerce hatta onlarca
aralarında yoktum
II.
Kuzgunmuş kimi kargaymış, yeşilmiş gagaları,
çer çöp taşımışlar- mış, yuvalar yapmışlar, yuvalar bozmuşlar.
mış- kırılganmış bu anakara.
Baca / karası kapkara bir büyüye kapılmışlar- mış
Her şey söylenebilir, yazılıp, çizilebilinirdi efendiler,
tek bir alan tehlikeli ve tuzakmış.
Adı, özgürlük olduğunda
yasakmış şiirler.
III.
‘D ur, davranma, ben yazacağım! ’ diyor.
susmalı herkes birbirine
Dolu hayaller kırmanın modası geçti kızım.
post takılmalı hayata.
Post yatıp, modern zamanlara kalkmalı
kübik heykeller dikilmeli dört bir yanına,
soyut surlarla çevrilmeli şiir, yaşama dayanan
hiçbir hayal sızmamalı aramıza.
Dokunmayın! diyorum ona
ya da dokunun, özgürsünüz. Etimden dolaşıp, geçin kemiğime,
ruhuma gelin, korkmayın karanlıktan,
alışır birazdan gözleriniz.
‘Merhametli efendim ey! ’
Acıyın bize. Ayrıcalık gerek engellilere.
Yazabilir miyim izninizle,
ulaşılmazlığınızdan bahsederek
korkularınızın kuruntudan ibaret olduğunu?
Aldırmayın alaylarıma
IV.
Varoluşumun güdüsüyle önüne geçilmez tutkusu şiir
ürpertmesin sizi; işim yer göstericiliğine soyunan insanla.
Utançsız çelişkiler bağdaşıyor, yabancı yüzlerinde
Hadi, hangisi daha çok fırlatacak kendini kedere?
Yarışalım mı? kendi duygularına en çok acıyan
“İlk göze girebilirsiniz siz” diye bağırsın
iftiharla.
Hangi yüzle anlatır şimdi gerçeği o?
Öteye gitsem ölüm, zulüm ardımda kalan.
İnsanlık ölüyormuş, kimin umurunda?
Vaat edilen bu boşluk kıpırdatmıyor yerimden.
İşgal altındaymış alanı da şiirin.
V.
Kaybolun ortadan!
Diye bağırırken yer gösterici,
kim daha çok çarpıtabilirdi düşündüm hayatı,
anlamsızlığa dizeleyerek
yıldızlar yağdırıyorlardı yokluğa
VI.
Suskunluğun görüldüğü nerede duyulmuş?
Sadece kuşlar mı uçar?
Bu ölü güvercinler de ne falan filan
uçuşan, uçuşan cevapsız sorular…
Tepiniyordu itkisi içimde burguydu yaşam
dinmeyecek biliyordum çekimi yerin
yapış yapış ilerliyordu zaman
yalandı üstüme yalandı
yıkılan.
bu sonsuzluk masalında biterken oyun
bin hüzün ödüllü yalnızlıktan arta kalan
cümbüştü, yaşamdı, şiirdi ve ölümlüydü gece…
Buyurun
Gösteriye hoş geldiniz.
Sedef Kandemir- 2008
Urla İmece Dergisi -
Kayıt Tarihi : 22.4.2012 03:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!