Kumsaldayım gecenin bir yarısında
dört – beş gönül dostuyla birlikte.
Kum tenimizi okşuyor,
dalga sesleri kulaklarımızı,
rüzgâr da her ikisini birden.
Yakamoz, sonra da şafak gözlerimizi.
Müzikse evrenin titreşimleriyle bütünleştiriyor bizi.
Tam şafak sökerken,
o sarı, kırmızı ve gri renkler
sararken gökyüzünü,
gümüşi renkli
pırıl pırıl denizin üzerinden,
Haydi! ... diyorum gençlere,
patlatalım “ağrı dağı efsanesini.”
Ve başlıyoruz ağrı dağı efsanesini çalmaya.
Gitarın o akoru, bağlamanın o solosu
evrenin tınılarıyla harmanlanmış, bir olmuş.
İşte o an öylesine dönüyoruz ki özümüze;
ağıyoruz göğe doğru içimizden.
O şafakta, o ufukta oluyoruz bir anda.
Doluyor evren içimize.
kimbilir, belki de hep içimizde! ...
5. 9. 2000
Abdurrahman ÖzdemirKayıt Tarihi : 7.12.2006 10:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)