Kar yağıyor burda
simsiyah bir kar!
içimde buz tutmuş çığlığım
üşüyorum hangi düşe dokunsam
uçaklar kalkıyor yanıbaşımdan
uçaklar size doğru.
Sen sığınaktasın, elinde bir bez bebek
siren sesleriyle başlıyor gecen, uykuların yarım
henüz bilmiyorsun nerden geleceğini ölümün
-belki ölümü bile bilmiyorsun-
oysa az sonra vuracaklar seni
saçlarının incecik telinde kalacak yaşam
ve kar yağacak burda
simsiyah bir kar durmaksızın
kanlı bir bez bebek gibi
büyüyecek yüreğimde
gözlerini gözlerime bırakıp gidişin.
II.
Saçlarını okşuyorum Sena'nın
fesleğen kokan saçlarını.
Dinamit yüklü kamyonlarla başlasın istiyorum -
her akşam
yer kalmadı çünkü yüreğimin mezarlarında
öyle ağır, öyle aşağılık, öyle anlatılmaz ki
her akşam kanlı elbiselerini yıkamak bir çocuğun
susmak parçalanmış bedeninde
ve yaşamak
bir tokat bile atamadan karanlığın suratına.
Siz hiç öldünüz mü bez bebek düşlerinde...
III.
Çocuğum, güzel kızım, fesleğenim
bir kez daha kan düştü gecemize
bir kez daha böyle çaresiz, böyle yalnız kaldık
ne kötü şeymiş silahsız olmak
karda yalınayak yürümek gibi
susuzluktan kavrulmak gibi çöl ortasında
bana öyle bakma n'olursun
lavı içine akan bir volkanım cam kırığı gözlerinde
bütün mermiler içimde patlıyor
bütün sortiler yüreğime
mayınlar, bombalar, idamlar
gülüşlerin kan sıçramış duvarlarda çınlıyor
bir bilsen,
bir bilsen salıncakların çıldırtan sesini
sıcaklığın hani
hani ellerin
sakındığım yüzün
saçların?
Hani kırlara çıkacaktık bu bahar
hani?
Kar yağıyor burda
simsiyah bir kar
az sonra vuracaklar seni.
IV.
Sesim yetmiyor hayata
kaçağım, intihar örgütlüyorum kendime
uzakta yok edilmek istenen bir ülkenin çocukları
herşeyden habersiz, herkesten güzel, göz göre göre
Saçlarında bir kır çiçeği olsaydım bu akşam
solsaydım onlar yerine.
Kayıt Tarihi : 17.4.2003 15:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!