Bütün Mevcudat Allah’ın İsmini Söyler

Osman Karahasanoğlu
3299

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Bütün Mevcudat Allah’ın İsmini Söyler

Bütün mevcudat hal lisanıyla “Bismillah”(1) der. Bunu nasıl dediğini nerden anlayacağız? Diye aklımıza bir soru takılırsa,
Bir örnekle aklımıza yaklaştıralım: Tek bir adam, bir şehre gelse, bütün şehir halkını zorla bir yere sevk etse, zorla işlerde çalıştırsa, Bilirsinki; Bu adam kendi namıyla, kendi kuvvetiyle, hareket etmiyor. Belki o bir askerdir. Devlet namına hareket eder. Bir padişahın kuvvetine, sırtını dayamıştır. Onun için kendisini güçlü hisseder.
Aynen bunun gibi, Yaratılan bütün her şey, Cenabı Hakkın namına hareket eder. Ufacık tohumlar, çekirdekler, başlarında kocaman ağaçları taşıyorlar. Koca, koca dağ gibi yükleri kaldırıyorlar, bundan da anlaşılıyor ki; her bir ağaç,”Bismillah”der. Rahmet hazinelerinin meyvelerinden, ellerini doldurup biz insanlara takdim edip, sunuyorlar.
Her bir sebze ve meyve bahçeleri ”Bismillah “der. İlahi kudretin mutfak kazanlarında pişirilen çeşitli yiyecekleri biz insanlara taze, teze ikram ediyorlar.
Her bir inek, deve, keçi, koyun gibi mübarek hayvanlar, ”Bismillah” derler. Rahmetin bereketinden bir süt çeşmesi olurlar. Bizlere hakiki rızkı veren Allah c.c namına, bütün yaratılanların rızkını veren. İhtiyaçlarını gideren Allah c.c.En faydalı temiz bir gıda olan sütü insanlara takdim ediyorlar. Burada biraz tefekkür edelim, yani düşünelim. Bir süt fabrikası olan bu hayvanlar, hangi üniversite mezunudur. Diyeceksiniz öyle şey mi olur. Üniversiteler bitiren, kürsüler kuran profesörler, henüz daha yeşil ot verip, süt alınan bir fabrika icat edemediler de ondan dolayı biliyoruz. Bizim inekler, böyle bir tahsil görmediler fakat çok ala, güzel bir besini, otu yiyip bizlere veriyorlar. Mükemmel bir süt fabrikası gibi çalışıyorlar, ayrıca bütün her haliyle kendisinden istifade ediyoruz. Etinden, sütünden, derisinden, tüyünden, boynuzundan ve gübresinden Faydalanıyoruz. Aman Allah’ım ne mükemmel fabrika öyle değimli? Bizim fabrikalar her sene, kendi yerine, bir ilave fabrika veriyorlar mı? hayır,ama bu fabrika her sene bir tane daha fabrikayı yanına getiriyor.Yeşil otta mı marifet,yoksa hayvanda mı,Ot ve hayvanda ise,insan çok akıllı,yapsın bir böyle fabrika,kan,fışkı içinden abı hayat dediğimiz mükemmel sütü alalım..Henüz yapamadılar,yapamayacaklar,yapamazlar.Bu büyük bir mucize.İşte bu mucizeler aklı aciz bırakır.
Allah dedirir.Demek Rabbimiz bizleri çok seviyor,Arıya bal yaptırıyor,İneğe süt,ağaca meyve,saymakla bitmez.İşte böyle bir tefekkürün bir saati,bir yıl nafile ibadetten hayırlıdır.Hadisi şerifini uygulamış olduk(2) .İleride bu hadisin kaynağı belirtilecek.Demek bize bir şey hizmet ediyorsa bunu üç yönü vardır.
1-Bu hayvanlar, bitkiler, ağaçlar yaratılan her şey güneş, deniz vs. Bizleri çok seviyor, bizlere acıyor, bizleri tanıyıp merhamet ediyor. Böyle bir şey olmadığını en akıllı varlığın insan olduğunu bildiğimize göre bunlar bizleri tanımaz ve merhamette edemez. Öyle ise, bunlar bize, bizi bildiklerinden dolayı hizmet etmiyorlar.
2-Madem tanımıyorlar, insanlardan çok korkuyorlar, bunun için insanlara hizmet ediyorlar başka türlü insana hizmet etmeleri mümkün değil. Güneş nerede, biz nerede ona sözümüzü geçirebiliyor muyuz? Yani bunlar insandan korksa vay halimize, her şey birbirine karışır. Ağaca söyle bu sene 20 ton elma versin, inek her gün 25 kg. süt versin. Tavuk her gün en az 3 yumurta versin mümkünümü? Elbette hayır.
3-En makul olanı insanı ve bütün her şeyi yaradan, bütün bunları insanın hizmetine verdiği, insanı çok sevdiğini,
Ayetlerde belirtmektedir.”İnnallahe ala külli şeyin kadiyr”(3) ”İnnallahe bi külli şeyin aliym”(4) dir. Her şeyi bilir. Her şeye gücü yeter. Her şey onun emriyle olur. İnsanı bilen, her şayide onun hizmetine sunan bir yaratıcı var. İnsanı en güzel surette yarattığını(5) Amenna, işte biz bu yaratıcımıza Allah c.c diyoruz.
Bütün her şey onun ismini yani ”Bismillah “deyip bizlere bu hediyeleri, takdim ediyorlar. Başka türlü bu nimetlerin bizlere verilmesi mümkün değildir. Bitkilerin, otların, ağaçların yumuşak kök ve damarları ”Bismillah” der. Sert olan taş ve toprağı deler geçer.”Allah c.c namına, Rahman namına” der; Her şey ona musahhar olur.
Havada dalların büyümesi, meyve vermesi, sert olan taş ve toprak içinde köklerin tam bir kolaylıkla yayılması, uzayıp gitmesi, bazı bitkilerin toprak altında yemiş vermesi(patates, yer fıstığı, şalgam, vs)
Yazın sıcaklığın arttığı zamanlarda, incecik yaprakların kurumadan aylarca yeşil kalması, bu işleri tabiata, tesadüfe, sebeplere havale edenlerin ağızlarına şiddetli bir tokat vuruyor. Kör olası gözüne, parmağını sokuyor. Diyor ki:”En güvendiğin sağlamlık ve sıcaklık dahi emir altında hareket ediyorlar ki, o ipek gibi yumuşak damarlar, Musa a.s mucizeli değneği gibi “Fe gul nadrib bi âsakel kel hacer”(6) emrine uyarak taşları parçalar. Rızkı taşların aralarından verilir. Taşlar bu emre itaat ederek, köklere yer açar. Teknoloji bu kadar geliştiği halde insan hiltilerle, kompresörlerle ancak kayaları kırabiliyorlar. Hâlbuki ağaç ve bitkilerin hiç zorlanmadan bir yol bulduğunu, kök uçlarında sıvıların olduğunu bu gün ilim bize söylüyor. Seyahat ve piknik yerlerinde gezerken kayaların uçlarında, ağaç ve bitkileri çok görmüşüzdür. Demek bu ince kökler ”Bismillah” der. Her şey ona hizmetkâr olur.
Sigara kâğıdı gibi ince yeşil yapraklar yazın ateş saçan sıcaklıklara karşı nasıl dayanıyor. Yeşil olarak kalabiliyorlar. İnsanlar yazın bir gölgelik arıyor. Başımızı ve gövdemizi sıcaktan korumaya çalışıyoruz. Bu yeşil yapraklar nasıl dayanabiliyorlar.”demek İbrahim a.s azaları gibi; Nemrutun ateşi karşısında, ateş onu yakmadı.”ya narü kuniy berden ve selama”(7) ayetini okuyorlar ki ateşe karşı yeşil kalabiliyorlar.
Madem her şey “Bismillah” der. Allah c.c adına, Allah’ın nimetlerini bizlere getirip veriyorlar. Bizler dahi “Bismillah” demeliyiz.
Allah c.c namına vermeliyiz.
Allah c.c namına almalıyız.
Öyle ise,
Allah c.c namına vermeyen,
Gafil insanlardan almamalıyız.
Öyle ise, veren
”Bismillah” demiyorsa;
Bizde, almaya muhtaç isek,
O zaman biz,
“Bismillah” demeliyiz. Satıcıya da aracı olduğu için dua etmeliyiz. Bu nimetler onun eliyle bizlere ulaştığı için.

Soru: Bize bir yiyecek, içecek veya faydalı bir şeyi getiren insanlara bir fiyat veriyoruz, esas mal sahibi olan, bunca nimetleri yoktan var eden, bizleri de her türlü cihazla donatan Allah c.c ne fiyat istiyor?
Cevap: Nimet veren bizden o kıymetli nimetlere karşı istediği fiyat ise; üç şeydir.
1-Zikir
2-Şükür
3-Fikirdır.
Zikir-Allah’ı çokça anıp, büyüklüğünü düşünmek olan zikir ise, her hayırlı işlerin başında söylediğimiz ”Bismillah” zikirdir. Çünkü Allah’ın ismiyle başladığımızdan dolayı önce onu düşünüp, onun rızası doğrultusunda iş yapacağımıza bir nevi söz vermiş oluyoruz. Keşke her an onu anıp, düşüne bilsek hiç kötülük yapabilirmiyiz, fena şeyler düşüne bilirmiyiz. Cemiyetin bu ortamda bu şekilde yaşayacak insanlara ne kadar ihtiyacı var. Her türlü soygun, rüşvet, kumar, kapkaçın ortamda boy göstermesi hep bunlardan yoksun olduğumuzdan değilmi?
Şükür-Allah’ın vermiş olduğu nimetlere karşı memnuniyet göstermekten ibaret olan şükür ise, Elhamdülillah dır dır.(ezelden ebede kadar her ne türlü hamd ve şükür, övgü ve minnet Allah’a mahsustur. Demiş oluyoruz.
Fikir-Etraflıca düşünme, kim vermiş, kime vermiş, neden vermiş, ne istiyor gibi manaları düşünme yukarıda belirtilen hadisi şerifin mahiyetini hatırlayalım: Bir sene nafile ibadetten hayırlı oluyor. Çünkü her nimet mükemmel bir sanat harikasıdır. Bir elmayı insanlar üretse idi acaba nasıl bir fiyata yerdik, İşte bu kıymetli nimetler bir olan Allah’ın yarattığı, Allah; Sameddir.(hiçbir şeye muhtaç değildir, ama yaratılan her şey ona muhtaçtır) Yaratılan bu kudret mucizeleri, Rahmetinin hediyeleri olduğunu düşünmek, bizlere bu nimetleri niçin verdiğini, demek ki; bizleri çok seviyor. Sevdiğini de verdikleriyle ispat ediyor. Bu işleri tam anlama işine, fikir diyoruz. Yani tefekkür de diyebiliriz.
Çok büyük bir insanın hediyesini bize getiren bir adamın ayaklarına kapanıp, bütün teşekkürümüzü ona yapsak, esas hediyeyi gönderen kişiyi tanımasak, nasıl bir düşüncesizlik ettiğimizi, beklide o kişinin ceza vermesini dahi gerektirecek bir suç işlemiş oluruz. Gerçekten nimet veren gibi görünen, sadece aracı olan kişilere sevgi beslesek, gerçekten kendisini perdeleyen fakat bütün nimetleri o gaybi hazinesinden veren Allah’ı hiç tanımasak ve teşekkürümüzü, minnetimizi, ona yapmasak acaba bizi nasıl bir akibet bekler.
İşte ey nefis, böyle aptal budala, olmamak istersek, tabiî ki kimsenin nefsi bunu istemez.
Öyle ise; Allah namına, hesabına ver.
Allah namına al.
Allah namına başla.
Allah namına işle,
Vesselam, işte böyle olmak gerekir.

1-“Tüsebbihu lehüssemavatissebu vel ardı”yedi gökle yer ve onların içindekiler onu tesbih eder.(İsra Suresi: 44)
“Ve in min şeyin illa yüsebbihu bi hamdihi”Hiçbir şey yoktur ki onu övüp onu tesbih etmesin.
2-“tefekkeru satin kayrun min ibadeti seneh”Bir müddet tefekkür, bir sene nafile ibadetten daha hayırlıdır.(Keşfül hafa–1:1004-Mecmaüz Zevaid–1:78-İhya-i Ulumiddin,4:409-lem’alar-29.Lem’a, Sf: 674
3-“Muhakkak ki Allah c.c her şeye kadirdr”.(Bakara Suresi Ayet: 20)
4-“Şüphesizki Allah c.c her şeyi hakkıyla bilendir”.(Ankebut Suresi, Ayet: 62)
5-“legad kalaknel insane fi ahseni takviym”(Muhakkak ki biz insanı en güzel bir şekilde yarattık)
6-“Asanı taşa vur! ” dedik.(Bakara suresi Ayet:60)

7-“Ey ateş! Serin ve selametli ol “.(Enbiya Suresi, Ayet: 69)

Not: Bu yazılan yazı Bediüzzaman hazretlerinin Sözler isimli kitabının; 1.söz’den istifade edilmiştir. Daha geniş araştırmak isteyen bu eseri inceleyebilir.

Hoşça kalın,
Dostça kalın,

Osman Karahasanoğlu.
16.01.2007

Osman Karahasanoğlu
Kayıt Tarihi : 10.1.2008 12:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


'Bismillahirrahmanirrahiym'Allh'ın ismini anmanın her işte onunla başlamanın ehemmiyeti. Yaratılan mahlukatı inceleme ve araştırmanın ibadet olduğu. Bizlere bunca nimeti emrimize veren Allaha' teşekkürümüzü yapmak insanlığın gereği olduğunu izahı. Saygılar sunarım

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Osman Karahasanoğlu