Artık
Zemheri soğuklarına
Düşsün yalnızlıklar,
Mavi kırıkları
Yapıştırma vaktidir martılara
Gece geç gelsin
Gün düşsün soframıza,
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
bu şiire oy
uygundur..
Lütfü Kireçci sızılı bir neslin..taş duvarlarda yankılanan seslerinden bir ses olması dolayısıyla..belki edebi değil hissi bir karar ile bu şiiri ve bu şairin kaleminden çıkma her şiiri oldukça beğendiğimi ifade etmek isterim..
parasını ödediğimiz silahlarla tehdit edildiğimiz mahpus edildiğimiz öldürüldüğümüz günlerden bir emanettir bu şair ve yazdığı her şey bize..
zindanda yusuf a dönüşmüşlerin..zindanlarda üşüyüp karlı dağlarda şehadete ermişlerin..asılmışların..sakat kalmışların..aç kalmışların..açlıktan mafyalaşmışların hırsızlaşmışların..bu ülkeyi herkes kadar çok sevmişlerin seslerinden bir ses olması..onun söylediklerinin ne kadar şiir sanatına uygun olup olmadığına değil bu bahsettiğim acıklı hikayede ki sözcülüğüne bakmamı sağladığındandır ki..lütfü kireççi nin kaleminden çıkma her şiir..bir hatırat bir tarihçe-i hayat anlamına gelir bendenizin kalp ve beyin hassalarında..
sevdim seni şiir..seni ise hep seviyordum şair..çok acıklı bir hikayeden tevarüssün zira gönlüme..hem de çook..
@..
Siz düşünedurun,
Şüko'nun henüz dumanı tüten bir şiirini asayım da tasavvuf kapısından girelim bu karanlık arsaya.
(Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in 'Çile' şiirinden ilhamla..)
göklerin rengiyle boyandı çehrem
zaman artık bana bir arpa boyu
döndükçe uzadı sonsuz dairem
... dünyada tutsağım gördüm tabloyu
boşluk mu 'hiç' değil yokluk mu uzak
kan çekti beynimden bu ifrit soru
gaybın bilmecesi aklıma tuzak
kavradıkça kolayı, bildim en zoru
ısındıkça küre soğudu kalbim
fikrimin zerresi yıldızlara denk
geceden ve günden çekildi elim
boyadı aklımı dünya adlı renk
sesler sustuğunda başlar bir koro
-ey sen yalnız adam kimde saklısın
sordukça harlanan yakan bir kor o
her şeye benzerken neden farklısın
ayda ve gecede bulduğun sihir
kalır mı elinde nadan hokkabaz
ne aşk-ı güzaftır ne de bir şiir
yok..ruhumun sırrı or'da olamaz
bulduğum her cevap bir soru oysa
bu gürültü esnek bu hız muallak
Rab alemi getirip üstüme koysa
aklımdan bin soru çıkar muhakkak
bulutlar gökyüzü yağmur ve rüzgar
hep O'ndan sesler mırıldanıyor
zihnimi aşk ile kavuran bu har
sönmeden beynimde her an yanıyor
mesafeler girdi gökle arama
yeryüzü çilemin dergahı oldu
ilaç olsun diye zaman yarama
ölüm yokluğumun izahı oldu
gecenin her anı ruhuma sindi
aklın alanına karıştı gerçek
sanki ruhum demin hiradan indi
közledi aklımı aşk denen mercek
örtünsem bir sıcak şal gibi suyu
parlasa üstümde ay aydınlığı
dünya kalbime set ruhuma kuyu
cezir olsun bitsin med dargınlığı
Cronik Muhalif
@...
Bu şiir eskiden okullarda verilen kompozisyon ödevi olarak tam not alabilirdi..imlası tamam..cümle yapıları düzgün sayılır..ne dediği çok fazla ve kolayca anlaşılır..ama bana çok uzak...emeğe saygılar
Yorumsuz.
sevgili Haz,atmışsın biaz!dağları tavşan doğurur bir kere!..:)))))
hallerden garip bir haldir bu..
'kendi başını bağlayamayan,gelin başı bağlarmış!'
işte bu meyanda,bürüne bürüne,dönmüşüm bulutlu güne!..yağsa yağmurum,sen de ıslanacaksın ya; kuru kalırım demen de ne kelime!..yemezler gülüm,yemezler!..
neyse,kutluyorum saygı ile..herkese de....
O ne bir tümsek
Ne bir tepe
Ne de bir engebe
O öyle bir dağdır ki Hira
Bütün dağlar ona gebe.
Bu şiir ile ilgili 47 tane yorum bulunmakta