................................................Güneş Şehrinin Kızı’na
Bilirim
lâl renkli bir şaraptın dudaklarımda
içtikçe mest olduğum
bir sonbahar yaprağı misali
düştün gönlüme,
soldun...
/dipsiz kuyuların emsalsiz sığınaklarında
müebbet bir sürgündür hayat/
turkuaz hayallerin kaldırımlarında yürürdük hayatın
gecenin esmer teninde yaşardık sevgimizi
Med-cezire kalkan ruhumuzun inşirah bulduğu leyl’e
andolsun ki
ölüm vadilerini aşarak….
özgürlük desenli yengiyle başladık hayata
.
şimdi gidiyorum
içinde yeşerttiğim tüm umutları
yakıyorum bir bir öfke ateşinde
sevginle beslediğim yüreğimi
nadasa bırakıyorum
“Ah! Acıyanların çılgınlıklarından başka büyük çılgınlıklar, neresinde görülmüştür dünyanın? Ve dünyada acıyanların çılgınlıklarından daha çok acılar doğurmuş ne vardır? .. (Zerdüşt) ”
Gecenin seyrini yokluyor ismim
Gönlümün ak tüylerine saklanır kokun
I
………………………………..İlkel yalnızlığıma
terkedilmiş bir şehir kadar yalnızım
üzerimde kıtmîr yorgunluğu
kavuşmaz göz kapaklarım bu hoyrat gecelerde
Anneciğim! Seni yıl yıl, ay ay, gün gün, dem dem ömrümün bütün anlarında, yanı başımda hissederek yaşıyorum. Acımasız hayatın çıplak gerçekliğiyle yüzleştikçe seni daha iyi anlıyor ve sana olan evlatlık borcumun paha biçilmezliğini idrak ediyorum. Gerektiği gibi senin hakkını galiba hiçbir zaman takdir edemeyeceğimi düşündükçe de senin merhamet kanatlarına dayanmak ve o kutsal sevginde bin parça olmak istiyorum.
Çile dolu hayatın keşmekeşliğinden bir nebze olsun kurtulmak üzere uyurken, bir çocuk gibi tertemiz ve hafiflenmiş olarak uyanırken, seherin tatlı ve manevi havasını teneffüs ederken, sabahları güneş ışınları camlarıma vururken, seni anımsıyorum. Seni hep bir cam şeffaflığında, yıkanmış yakamoz parlaklığında, yaz gecelerinin mehtabında görüyorum.
Sevgili anneciğim! Eğer hep çocuk kalmak ve hep annelerinin yanında kalmak, üşürken annenin sıcak kucağına atılmak, ağlarken anneyi yanı başında görmek gibi hayatın öngöreceği bir yaşam biçimi olsaydı ben hiç ayrılmak istemezdim. Ancak ne ki hayat bunu değil, aksine anne-babanın
Mihriban elleriyle dokunur rüzgarın tenine
Ürkek bir sonbaharın dört mevsimli senfonisinde
Yanakları kurşun izleriyle gamzeli
/kanayan tarihin kalbi! ..Ronya…
Aşk taneleri asılı bahçemde
Hangi çiçekleri sereyim yoluna
büşra hanım bu site vasıtasıyla edindiğim manevi kardeşim şiirlerinde ve yazılarında engin bir hikmet latif bir duygu su gibi berrak ve akışkan bir üslüp edp numünesi bir anlatım hurafeden ve bidatten uzak bir anlayış ve geniş bir bilgi ve ufuk bulduğum allah onun gibileri çok eylesin
Inanci Hak, bilinci pak,,
Dünyamizin böyle insanlara ihtiyaci var..Allah yar ve yardimcisi olsun her zaman..O yarinin fikir nakkaslarindan,,
Mana ikliminde bir mevsim olan değerli kardeşim; Kalemin ve hayatın her daim gerçek hedefe doğru yükselsin.hedefindeki güzellik hayatına aksetsin.
seni okumak çok güzel...
selam ve saygılarımla...