Bush Amca bakar mısın?
Gel oynayalım desem
Benimle oynar mısın?
Iraklı bir çocuğum ben
Yedi yaşındayım henüz
Esmer
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
şu son günlerde ortadoğu ve içindede biz olan kankırmızı havuzun artık musluğunu tıkayıp akar yerini açıp toprağa akan kırmızıların kızıl güllere dönüşmesi dünyanın etrafında elele giden savaşlı yıla güle güle gelecek güne barışla mutlulukla kardeşçe merhaba diyerek girilmesi
bu şiirinizi okurken ve yaşanan son günlar duyarlı
yüreğiniz banada bunları yazdırdı sizi kucaklıyorum yürekten
Bush Amca oynadığı oyunların etkisiyle yorgun ve hasta...
Bakalım yeni gelen Kör Ebe mi oynayacak?
Uluslar, kendi hür ekonomomilerini tesis edemediği sürece başkalarının oyunlarına alet olmağa mahkumdur.
Şiire gelince, oldukça güzel kurgulanmış. Akıcı, etkili ve sağlam.
Sizi yürekten tebrik ediyorum.
Selam ve saygılarımla...
Nafi Çelik
Bush amca oynuyor ,ama ıraklı çocuğun bildiği oyun değil ,o oyun çok tehlikeli ve pis bir oyun..Dünya enerji kaynaklarını elde edip bütün geri kalmış ülkeleri sömürge yapmak Türkiye dahil...
Adı Bush veya Obama, ya da başka bir şey olsa da farketmez. Emperyalizm kendi oyunu içinde rol vermez istemediklerine. Sömürü açıkça tezgahlanır oldu aslında; eskiden hiç olmazsa oynar gibi yapardılar.
BUŞ AMCAN O DEDİKLERİNİ BİLMEZ ÇOCUK, BULAŞMA TOKADI YERSİN SONRA, TOKAT VURDUĞU BİR ŞEY DEĞİL ELLERİ KAN İÇİNDE
Bir yıl değil
Beş yıl değil
Diyorlar ki:''Diz çök eğil! ! '''
Bir yanlışlık var bu işte.
Bu gidişte bir terslik var
Bu gidiş gidiş değil
Bir yanlışlık var bu işte.
Hiç mutlu etmedi insanı,
Mucitleriniz, icatlarınız;
Hiç mutlu etmedi bizi,
Putlarınız, ilahlarınız.
Ne dersiniz?
Sizce neden dersiniz?
Bir yanlışlık var bu işte:
Geçinirken, dokuz aptal bir kaşıkla;
Herkes daha mutluydu hani.
Baş koyarken dokuz nüfus bir yastığa
Şimdi herkesin kaşığı ayrı
Yatağı da yorganı da var.
Ama ne oldu sanki?
Ne verdik insanlığa!
Bir terslik var bu işte,
Bu gidişte bir yanlışlık var.
Ailenin ve atomun
Çekirdeği parçalanmamışken;
Alırken canları sıtma ve karahumma,
Yani penisilin bulunmamışken henüz;
Güneş, ay ışığı,çıra ve
İdare lambasıyken ışığımız,
Her şey apaçık ortadayken,
Dışa vuracak bir şey biriktirmemişken,
Bu kadar dolu ve şiş değilken karnımız;
Eldeki nasırla,
Akıtılan terle doğru orantılıyken zenginliğimiz;
Nehir kendi yolunda akarken,
Ayıplanmazken ağlamamız, gülmemiz;
Ağladığımızda dağı taşı yırtarken böğürmemiz;
Bir vadi dolusuyken kahkahamız;
İnsanı sokacak kalıplar dökülmemişken henüz;
Okula giden çocuklara,
Aman yavrum, diye başlamazken
Uğurlamamız, güle gülemiz;
Sevdamızı türkülere,
Sevgilimizi güllere,
Çiçeklere serperken;
Ferhat’ı dağlara,
Mecnun’u çöllere düşürüp;
Keremi yakıp kül eden aşk:
Bu kadar kolay,
Bu kadar ortada,
Yani bu kadar ucuz
Ve bir gecelik değilken henüz;
Daha bir tatlıydı sevda,
Daha kıymetliydi sanki.
Daha bir saygılıydı sevgili.
Gülen yüzümüz,
Gülüşümüzken amağanımız;
Veren elimiz,
Seven yüreğimizken sermayemiz
Daha bir mutluyduk hepimiz.
Bu işte bir terslik var.
Dikensiz gül bahçemiz var ama
Güllerimiz kokusuz.
Otoyollar asfaltlar yapılmamışken;
Cilt cilt kitaplar yazılmamışken daha;
Yani plastik icat edilmeden;
Süt şişeye, su poşete girmeden önce yani;
Gökyüzü mavi,
Masmaviyken denizimiz;
Kıyıya vuracak kadar çok değilken pisliğimiz;
Yani diyesim o ki:
Mayınlanmamış,
Tel örgülerle bölünmemişken;
Ülkemizin ve yüreğimizin sınırları.
Marks,
Daskapital’i yazmaya mecbur kalmadan;
Keynes zehirini akıtmadan önce;
Yani, paylaşım
Yani yurtseverlik kitapların
Bilinmeyen sözcükler bölümünde,
Okul kitaplarının en arka sayfasında
Yer almazken imece;
Daha bir günaydınlıydı günümüz,
Daha kardeşçe,
Daha duru,
Daha berraktı düşünce.
Bir yıl değil
Beş yıl değil
Diyorlar ki:''Diz çök eğil! ! '''
Bir yanlışlık var bu işte.
Bu gidişte bir terslik var
Bu gidiş gidiş değil
Bir terslik var bu gidişte.
Hiç insanı mutlu etmiyor
Makineleriniz, verileriniz.
Hiç mutlu etmiyor,
Petrol varilleriniz.
Ne dersiniz?
Sizce neden dersiniz?
İnsanı yaşatmıyor
Saniyede attığı mermi sayısı,
Her gün artan silahlarınız.
Hiç mutlu etmedi insanı;
Mucitleriniz, icatlarınız;
Hiç mutlu etmedi bizi,
Putlarınız, ilahlarınız.
Bu işte bir yanlışlık,
Bir terslik var bu gidişte.
Nasıl, niçin;
Sizce neden dersiniz?
Şu gazetelerde geçen
Kundaktaki Filistinli bebeğin,
Alnındaki kızıl lekeyi;
Karanfil mi sanırsınız! ?
Hani mesela,
Timsah gözyaşlarıyla izlediğiniz!
Akbabanın başında ölümünü beklediği;
Hani şu fotoğrafçısını kahreden;
Hani şu
Akıbetini merak ettiğiniz;
Yarı canlı, Afrikalı çocuğa
Ne oldu dersiniz?
Başka kanları,
Başka canları da katın sermayenize.
Vietnam, Irak, Kore,
Bilmem ki daha kimleri aldınız listenize.
İki yüz bin Kızıl deriliyi,
Hem de öz yurdunda
Öldürmekle başladınız, seri katilliğinize.
1902 yılına kadar
On yılda
Yok edip bir milyon Filipinliyi,
Yani nüfusun altıda birini
Katlederek devam ettiniz serinize.
Şöyle buyurdu: Senatör Bevaridge,
’’Bizi soykırımla suçluyorsunuz:
Onlar Avrupalı değil,
Amerikalı değil bizim öldürdüklerimiz,
Onlar oryantal.’’ Her neyse!
Japonya’da iki yüz elli bin.
Attığınız bomba,
36bin ton TNT
Yani, üç bin altı yüz kamyon
Dinamite eş değerde,
Ve hala etkisi devam ediyor
Dökülen yaprakta
Açan çiçekte
Denizde, toprakta
Havada, suda ve
Yeni doğan her bebekte.
Daha dün Panama: beş bin
Vietnam’da iki buçuk milyon kayıtlı ölünüz;
Irak’ta bir milyon küsur;
Rakam net değil, bitmedi henüz;
Devam ediyor zulmünüz.
Ya işbirlikçilerinizin eliyle katlettikleriniz! ?
Katillerini hep siz eğittiniz,
Hepsinde sizin kanlı elleriniz.
Brezilya’da sayılamıyor,
Binlerce köylü;
Bolivya’da çoğu madenci otuz bin,
Şili’de otuz beş bin ölü,
Binlerce kayıp.
Arjantin: Kaç olduğu belli değil,
Nehirler, göller, yerin altı, yerin üstü ölü dolu.
Kolombiya’da üç yüz yirmi bin;
Guatemala iki yüz küsur bin, yirmi bin kayıp.
Küba: Altmış bin
Endenozya: bir milyon
Yetmez mi bunca ayıp?
El Salvador’da yetmiş bin
Kamboçya ve Laos’ta bir milyon ölüm
Ve daha milyonlarca sayamadıklarımız.
Artsın diye talanınız;
Şişsin diye göbekleriniz;
Devam ediyor halkını boğmaya,
Köpekleriniz, işbirlikçileriniz;
Devam ediyor kıyıma kasaplarınız,
Cellâtlarınız, tetikçileriniz.
Utanın insanlığınızdan;
Utanabilirseniz,
Eğer utanmayı bilirseniz
Korumak için kendinizi kininden, öfkesinden;
Fili Afrikalıya öldürttünüz,
Deveyi Araba dövdürttünüz.
Şeytana pabucunu ters giydirir,
Oyununuz, entrikanız, ikiyüzlülüğünüz.
Siz ki
Halkın dinini, inancını;
Haçını, kilisesini, mabedini,
Kuran’ını, İncil’ini;
Siz ki
İnsanın rengini, bedenini;
Erkeğin kişiliğini,
Kadının dişiliğini
Kendi pis çıkarlarınız için kullandınız.
Siz ki,
Çürüyen bedeninizi,
Çaldığınız organlarla değiştirdiniz.
Bebeğinizi, köpeğinizi,
Öldürdüğünüz bebeklerle beslediniz.
Kıtlık,
Ölüm,
Zülüm,
Ve kan.
Ve de sayamayacağın,
Kaydını tutamayacağın kadar
Sakat insan.
Kimse bilmez kopan bacağının,
Çalınan organlarını akıbetini.
İşte bu, sizin eseriniz.
Caniyi titretir, merhamete getirir,
İşkenceleriniz, zulmünüz.
Katlliğinizle
Caniliğinizle
Maharetinizle
Musibetinizle
Övünebilirsiniz.
Zulmünüzle;
Kan kusan kalemlerinizle;
Kanla yazılmış,
Şerefli tarihinizle;
Övünebilirsiniz.
Şiltler takın
Madalyalar takın generallerinize!
Savaş muhbirlerinize
Ödüller verin entel fahişelerinize!
Ama şu gözlerdeki ışıltıyı,
Şu yanaktaki gülüşü
Söndüremeyeceksiniz.
Öldüremeyeceksiniz
Yürekteki çocuğu.
Bu uzun yürüyüşü
Durduramayacaksınız.
Unutmayın,
Barıştır daim
Her zaman sevgidir,
Son sözü söyleyen;
Döndüremeyeceksiniz.
O çocuğun akıbetini biliyorum,
Ama demeyeceğim,
Affedersiniz!
Çünkü
Bu halinizle siz,
İnsan değilsiniz.
Ama
Şunu bilmelisiniz
Annesinin ölümüne sebep olan
Silah Avrupa,
Kurşunu amerikan patentli.
Fotoğrafın kâğıdı da USA antetli.
Japonya’dan, Şili’ye;
Kan kırmızı karanfilden,
Beş sütunlu on tonluk file;
Alacağı var sizden, biliyor musunuz?
Alacağı var sizden,
En basit organizmadan,
en gelişmiş yapıya;
Evrimin gelecek halkasına varana ki
Genlerini bozdunuz;
Yerin, göğün;
Havanın, suyun, toprağın;
Bozulan her hücrenin,
Sararan her yaprağın,
Demografik yapının
Alacağı var sizden,
Alacağı var sizden
doğan ve doğacak olan her çocuğun
borçlusunuz.
Ve siz,
Halkın, hakkın, ve insanlığın,
Doğanın ve tabiatın önünde suçlusunuz
Mahmut NAZİK 25.03.2008 MERSİN
Çoook çoook kutluyooor tamın üstünde puan veriyorum listemde ağlattınız beni
Bush gider Obama (Böyle mi yazılıyordu ) gelir... Al birini vur ötekine... amaç aynı olduktan sonra. Tebrikler. Sevgiler
diğer tüm çocuklar onun çocuklarının oyuncagıdır. Bunu bilmiyormusun? Haa şiirine gelince tebrikler.
Bush amca ne bilir yoksulluğu,ne bilir hoşgörüyü,sevgiyi hele de bir çocuk yüreğindeki sevgiyi.Onun olmayanın ne değeri ne kıymeti olabilir ki?....sağduyulu güzel yüreğiniz yine coşmuş...kutluyorum..sevgilerimle ve 10 puanımla tabiiki...:))
duyarlı yüreğini yürekten kutlarım saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta