Şu darül hayatta nasıl sabrettin ey sevgili peygamberim,
Annen, baban kimsen yokken neydi seni bu kadar teskin eden?
Derdin kendin değil bütün insanlıkken,
ve dahi sana zulmedenleri bile düşünürken,
Neydi seni bu denli şefkatli yapan ey sevgili peygamberim?
Bugün anladım
Sevilmek ne güzel şeymiş
Bugün anladım seven kişi gönlünden atamazmış bu yarayı
Bugün anladım kalbi yaralı ve dolu olan tükenmiş umutlarına rağmen silemezmis o kişiyi
Bugün anladım eğer edilmiyorsa uğruna hoş sözler
Sebebi o kalbin sahibinin olmasıymış
Elimde bir fincan kahve, tadından değil tabi
Uykusuzluk ile acıyı yatıştırması için.
Kapattığın ruh kapını çarparken, içimde açtığın yaradan bihaber misin?
UZUN zamandır hissizdi bu kalp, belkii de öyle kalmalıydı...
Geçmişten gelen üstü kapalı minik bir hüznü nasıl da büyüttüm ellerimle..
Diyorum ki iyiki yoksun, ya olsaydın ne yapardım?
"Kırılmış Kalplere”
Ey kırıldığı hâlde hâlâ dua eden gönül,
Bu mektubu sana yazıyorum. Çünkü kalbinin çatlaklarından sızan sessiz acıyı gördüm.
Kimse anlamadı, kimse sormadı belki ama sen sustukça daha çok kanadı o kalp.
Ve sen yine sustun… Çünkü içini dökecek yerin değil, toplayacak bir merhametin eksikti.
Bir lunapark misali dönüp dönüp sana geliyorum...
Her adım atışımda bir parçam daha kopuyor.
Bir korku, bir hasret, bir hüzün, bir acı, bir yapboz misali...
Bir girdap misali beni sürüklüyor yine kendime getiyorsun.
Bense darmadağın, ya sen... Üzülüyor musun?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!