BURUN KARIŞTIRMA GÜNLÜKLERİ-1
Sıkıntıdan patlıyorum. Çalar saati sabahın altısına kurdum. Ve saat şu an altı. Ben sıkıntıdan uyanığım. Saat çalınca ben sanki gerçekten uyuyormuş da zangırtıyla uyanmış gibi sıçrayarak kafamı ranzanın üstüne küt diye vurdum. Ben kafamı küt diye vurunca üste yatan kardeşim gerçekten kütürtüyle uyandığından, korkudan sıçrayarak ranzadan aşağı pat diye düştü. O pat diye düşünce bende sanki gerçekten patırtıdan korkmuşçasına sıçrayarak kolumu masaya çat diye vurdum. Ben kolumu çat diye vurunca garibim çalar saat Newtonun yasası gereği şangırt diye yere düştü. Bu şangırtıyı kardeşim gerçekten duyunca “Sabah sabah nooluyoh a.ına goyum? ” dermişçesine “Aneeeee! ” diye çığlığı bastı. Bu çığırtıyla subliminalden cezalandırılacağımı düşünerek gerçekten korkarcasına odadan kaçıyım derken kardeşimin yerde yatan bedeninin solucan gibi -vıcırık- diye üstüne bastım. Ben kardeşimin üstüne basınca henüz daha sadece beş yaşında olan kardeşim on sekizlik abisini taşıyamadı -cırt- diye ezildi. O ezilince ben de Newtonun dinamiği gereği süratle yere düştüm. Ben yere düşünce biz halıyla biraz kerkiştik. Halı da benle beraber kayınca halının üstünde ki sehpa, sehpa da bizle beraber kayınca sehpanın üstünde ki anne el yapımı cam vazo ikinci şangırtıyla yere düştü. Kardeşim “Lan yeterin lan sabah sabah! ” dermişçesine “Aneeeee! Anneeeee! ” diye iki kez çığlığı bastı.
Annem odaya girdi. “Ne bu hal? İnanamıyorum size yaa! Biz bu gün erkenden Gebzeye düğüne gideriz diye sabahın beş ellisinde kalkalım. Sizin başıma çıkardığınız işe bak! ” dedi. İşte bende buna inanamadım. Annem benden on dakika önce uyanmıştı. Kalleş kadın! Lise hayatım boyunca bir kez benden önce uyanıp bana kahvaltı hazırlamamıştı.
Annem yaşım çok büyük olduğundan beni cezalandırmadı, sadece suratıma tükürdü. Ama kardeşim ceza olarak dört gözle beklediği hafta sonu okul gezisine gidemeyecekti. “Üzülme lan! Abin seni o geziye yollar, cebine çikolatanı da koyar, dondurma paranı da verir.” dedim. Kardeşim olacak kardeşim de; “Sabah sabah nooldu bilmiyorum ama kesin senin yüzünden olmuştur p.ç! ” dedi bana. Tam düzgün konuş benimle bakışı atacağım; “Görürsün sen! Ben o geziye gidemiyim, bak o bana elli lira verip de çık dışarı gez dediğin gün üst kattaki komşunun kızı Esra ablayla annemlerin yatak odasında seviştiğini nasıl anlatacam anneme gör.” dedi. P.çe bak! Bir de bana p.ç diyo!
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta