Buruk Zamanlar Şiiri - Önder Karaçay

Önder Karaçay
1808

ŞİİR


81

TAKİPÇİ

Buruk Zamanlar

Vicdanı olana sesleniyor şiir
Kendi zamanından

Karanlığı bile bir başka karanlığın içinde anlatmak zorunda kalıyoruz
Teknoloji ve bilim destekli sömürgeci değişimi
İnsanlığın ilerlemesi yanılgısına düşenlerden olmamak adına

Alaca karanlık zamanın savaş çığırtkanlığına
Ses verip ayıplarını örtmeye çalışsa da
Üretilen her acı
Sadece içimizde değil
Yeryüzü acısına dönüştü bir biçimde

Korunaklı fanusumuzdan çıkıp dış dünyanın seyrine baktığımızda
Yaşananlar bir zaman ezinci

Başkalarının acısına yakın tanıklığına rağmen
İnsan kendine yine uzaktan bakmayı yeğliyor

Kendi sürgünlerini çoğaltıyor çağ
Üzüldüğümüzde de, yüz çevirdiğimizde de
Kendimizi kimsenin yerine koyamıyoruz

Benlik sınırını geçebilirsek eğer
Burukluğu anlatamadıklarımızın
Görüntüleri anlatır

Vicdanlar suskun
Vicdansızlığın dili pabuç

Kardeşi kardeşe düşürme
Irk ve mezhep üzerinden çatıştırma şiddetini körüklemeyi meşrulaştırmak

Habil ve Kabil öyküsü
Musa-Firavun pazarlığı
Muaviye-Yezit zulmü ile aynı dil

İnsanın insanı yok etmesine
Bugün bir anlam aramaya gerek yok

Nasıl olsa küresel terör
Kaynak sömürüsü adına
Taşeronları sürer sahaya
Milyonlarca insanın kanını temsilen
Kıyıya vurur Taylan adında bir bebek

İnancı yıkıma araç yapmak
Bu kadar kolay olunca bu kadim topraklar
Doymadı kendi kanına

Kimin kimin tarafında öldüğü karıştı

Şehadet düşkünü din tacirleri
Savaşsız bir dünyada yaşamayı
Hiçbir zaman içselleştiremediler

Merhametsizlik bir kez daha menfaate satıldığı gün kıyıya vurdu insanlık
Zorlanıyor şimdi kendini toplamakta

Sevgisizlik tohumu eken
Küresel sömürgecilerin borazancı taşeronlarını
Gözardı ederek şiddeti ihtiyaçtan saydılar

Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 13.2.2021 18:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Ne büyük bir "yüzsüzlük!"
    Kendi yüzüne bakamamak!
    ...
    Çelişki, sıradan...
    Kullanılan dil "ölçüyü kaçırmış", dün vurduğuna bugün sarılmış!

    Oysa "çıkar" dediği altı üstü bir "iskemle!"
    Adamlık neyin üstünde oturduğu ile ölçülür olmuş, ne gam!
    Kimin altına kim, neyi, neden sürdü hiç önemli değil...

    Ama sömürülen hep aynı!
    Tükendi, bitti neredeyse...
    İnsanın insana benzer yanı kalmadı!

    Hala mı?
    Çocuklar, savunmasızlar...Yarın vurdukları sahillerde yine mi malzeme olacaklar!

    Yazık!
    Çok yazık...
    Çağ utandı, insan unuttu utanmayı!

    Tebrikler Önder Bey, Kardeşim.....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Önder Karaçay