Buruk Manzara Şiiri - Adem Durmazer

Adem Durmazer
589

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Buruk Manzara

Bir yaz akşamı tek başıma sahildeyim.
Güneş batmak üzere,
Küçük tahta bir iskelenin üzerinde,
Ayaklarımı suya degdirmiş oturuyorum.
Ğüneşin o can çekişen kızıl rengi,
Denizin üzerinde cam gibi parlıyor.
Gelip giden dalgalara kapılarak,
O kızıllığın en derin noktasına doğru,
Dalıp,dalıp gidiyorum.
Bir kuş gibi o kızıllığı yara yara,
sanki biri çıkıverecekmiş gibi,
Gözümü kırpmadan bakıyor ısrarla bekliyorum.
Ne zaman yaktığımı bile bilmedigim sigaranın,
Parmaklarıma değmesiyle,
Silkinip bir anda kendime geliyorum.
Dudaklarımda buruk bir tebessüm beliriyor
Yeniden bir sigara çıkarıp yakıyorum.
Güneş denizin derinliklerinde kaybolunca,
Ortalığa yavaş,yavaş bir karanlık çöküyor.
Hafif nemli tuz kokan tahtaların üzerine,
Sırt üstü uzanıyorum.
Gökte altın bir top ve yanıp sönen,
Binlerce yıldız ilişiyor gözüme.
Mana arıyorum bu göz kırpmalardan.
O altın topu ayı işaret ettiklerini sanıp,
Gözümü kırpmadan bakıp bir şeyler arıyorum.
Dahada dikkatli bakınca o belli belirsiz lekeler,
Kaş oluyor,göz oluyor,ağızdı çeneydi saçtı derken,
Bir hayal beliriyor.
Bir hayalki uğruna canımı koymuşum.
Gözlerim doluyor derinden bir iç çekiyorum.
Altımdaki tahtaların nemi,
Ve üzerime inen çiğin giderek artan ıslaklığı ile,
Hafiften ürperip kendime geliyorum.
Bu manzara her zaman yaşadığım bir manzara değil.
Can yoldaşımdan ayrı kaldığım anın manzarası.
Ve bu onun bir gecelik yokluğunun yarası.

Adem Durmazer
Kayıt Tarihi : 10.4.2008 16:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Adem Durmazer