Buruk bir yalnızlıktır
Ve buruk bir yalnızlığı hatırlatır adı
Nadasa bırakılmış bir ruh
Sürgün yemiş otuz altı satır
Tepeden tırnağa silahlıydı
Hem belinde muştası iki büklüm
Onurunun fedaisi
Gözünü budaktan esirgemez
Vız gelirdi, vız gelir her türlü ölüm
Yarım yamalak bildiğim bir geçmişi
Ve konuştuklarımız birkaç kez
En frapan hali bakışlarının
Alabildiğine en ihtiraslı hali
Gözü kapalı davaları yalın
Ve nitekim sürüklendiği belli
Sanki kuru bir sonbahar yaprağı
Boyunca buram buram sevdanın renkleri
Kıpkırmızı kıvılcımlar alır ortalığı
Zinciri vuruk yüreğinin kitlidir kepenkleri
Ve en zehirlisidir akrebin
Rezil bir bira gibi en serseri
En gerçekler gibi kendinden emin
Kim bilir telaşı meçhul bir esir
Belki farklı belki değildir
Zaten tepeden tırnağa siyahlıydı
Zihnimin zifiri karanlık zindanlarına dair
En olmadık küstahlığında zor
Lakin tepeden tırnağa silahlıydı
Hem etrafına kurşunlar yağdırıyor
Ben durup durup kan kusuyordum
Ve vücutlar delik deşik
Uykusuz geceleri kasavetsizce yordum
Hatta hırstan ibaret tavırlar değişik
Esasen bir gece karanlığında yosun tuttum
Hem ben kollarımda unuttum,
Başka kadınlarda unutur gibi unuttum
Musallat olur yağmur mızrak mızrak
Ne diyorum, tepeden tırnağa siyahlıydı
Hüzünlerini mıh gibi saçtığı avuçlarım çıplak
Ve mesafe buruk bir yalnızlık gibi,
[uzak…
Kayıt Tarihi : 24.8.2009 01:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!