hızır geçti diye toprağından taşından
gömleğin yeşil her zaman yok zaman
raks eder güller eteğinde ebeden
ehli cennet bile bakar boyuna öteden
beriden kızlar gelir nakış işler gönlüne
dillerinde ben cahile efendim diyemem
ah çektiren gönül çelen kızları
uzattıkça ömrünü koca eder çınarı
gül çiçeklenir gülşende yeşillenir devleti
kavuşmayı düşünmeden sevenler gibi
bakışarak ölür ahşap evleri
bir gör de öp diye açar çiçekleri
açar ecrine sev diye şeftali çiçekleri
ince işle işlenmiş zarif olmuş taşları
letafetle örülmüş taşlar gibi insanı
güzelliği yaralar uçmaz eder kuşları
üzüm tadında gözleri sarhoş eder kızları
balkanları fethe giden yağız oğulların
birer birer ceset döndüğü gün kapına
dağladı bağrını ağıt yaktı dağların
gözyaşları aktı içinden çeşme oldu
çay oldu gölcük oldu su verdi nilüfere
geniş zaman güzelisin çarpılır görenlerin
ulu olur seni en çok iki sevenin
başı dumanlı bakadurur yüceden biri
donakalır güzelliğine ortada diğeri
süsler içini su sesiyle
namazında endamına dalan minare gibi
huşu ile sevdikçe doğrulur insan seni
Kayıt Tarihi : 23.8.2016 12:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!