Nurdan bir el gibi alnıma koyup,
Her taşını bin defa öpmeye geldim.
Çalıp kapısını geçen zamanın,
Çileni sineye çekmeye geldim.
Uludağ’da yalnız esen rüzgâra,
Bulutla tüllenen sütten ak kara,
Gümüşlü’de anıtlaşan mezara,
Bin yıllık sevdamı dökmeye geldim.
Kızıla boyarken hazan rüzgârı,
Dağların başı ak eteği sarı.
Tarihin şahidi ulu çınarı,
Aşk diye gönlüme dikmeye geldim.
Gözlerimde sensizliğin korkusu,
Yüreğimde ayrılığın tortusu;
Dergâhında Osman Bey’in uykusu,
Düşünden âtiyi seçmeye geldim.
Dün gece rüyamda üç damla suyu,
Yeşile boyayıp kovdum uykuyu.
Ecdadımın gönlündeki coşkuyu,
Tophane’de sura dikmeye geldim.
Sevdanın arkından usulca geçer,
Orhan’ı bekleyen mahzun Nilüfer.
Kendime söz verdim Bursa bu sefer,
Bağrından acıyı sökmeye geldim.
Adını nakşedip şerefe-şana,
İşte sana geldim,yalnızca sana.
Bir erguvan vakti Emir Sultan’a,
Kapında gözyaşı dökmeye geldim.
*Simav anadolu Dergisi Şiir Yarışması Üçüncülük Ödülü (2003)
Yunus KaraKayıt Tarihi : 11.4.2005 12:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Karlı dağla engin deniz aştım da
Sel oldum, çağladım da, coştum da
Seninle çoğalıp taşmaya geldim...........Fatma Biber
Bursa'da benimde yıllarım geçmiştir. Bu dörtlükte benden olsun.
Güzel şiirini tam puanımla kutluyorum hemşehrim. Selam ve sevgiler...
TÜM YORUMLAR (1)