Bursa'da eski bir cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdayan su.
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden.
'Aman gelme' dedim, bak geldin işte
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
Devamını Oku
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
Ölümlü olmasak uyuyabilir miydik ve doğumlu olmasak uyanabilir miydik? Ölüm ve doğum her an var. Tüm canlılar bir doğup bir ölmüyor. Yaşarken bile yeniden doğup yeniden ölüyoruz. Yeniden doğamamak hücreler arası organlar arası geçişkenliğin tıkanması anında hastalanmamız. Yoksa ölmek tatlı asıl doğmak acı. Uykuda ise bedenimiz ölmüyor ama ruhumuz bir nevi bedenimizi terk ediyor. Ölenle doğmamış olanın bir zamansalında geziyor dönerken rüya görüyor. Bilim maddenin varlığı ile alakalıyken metafizik maddenin yokluğu ile alakalıdır. Bir ömür yaşam içinde maddeseliz yoksa maddesel değiliz. Bu yüzden bilim kesin değil göreceli bir durum. Gerçek ideler maddesel olmayan gerçeklerdir. Bir nevi gerilip çekilmeyen bilinmeyen ama maddesel konumda düşünülebilen şeylerdir. Ölüm uykusu maddesel varlığımızla mecaz anlamda uyanıkken kendimizden geçip yokluğa karışmamızla alakalıdır. Uyanıkken düşünürken bile kendimizden geçip geçmişi ve geleceği düşünerek yokluğa karışabiliyoruz. Bedenimiz tamimiyle geçişken ligini yitirince işte o zaman geri dönemeyerek ölümlü halimiz kesin olarak sonlanıyor. Ama genlerimizi neslimize aktardığımız gibi düşüncemizide aktararak neslimizle bir nevi yaşamaya devam ediyoruz.
Ölüm uykusu mecazi anlamda var; eğer bahtsızı mecnunu ayşeyi firavunu okumadan su sesi dinliyorsak...
sadece kendimizi savunurduk
bir hiçlikte ama aynı denklemde
dedemizi
atalarımızı
savunamazdık
su sesleriyle
türbeleri gezerdik belki yine de ...
ölüm bu tılsımlı ebediyette
bence öyle
ÖLÜM UYKUSU diye bir şey yoktur. Bu tamamen hurafi bir
uydurmasiyondur?
Canlılar uyurken bütün organların hayati devinimi devam
etmektedir...Uyku bir çeşit dinlenme halidir. Ölümde ise
Canlıların bütün hayati fonksiyonları tamamen bitmiştir.
Yani uyku ve ölüm arasında hiç bir Fizyolojik benzerlikler
yoktur. Bu tamamen hilafetçilerin, cahil-cühela kesimini
Cehennem korkusuyla Şeriat safında toplama eylemidir...
Bu görüş tamamen OZAN ÇAKIROĞLU'na aiittir. Herkesin
fikri hürriyeti kendini bağlar...VESSELAM
Camilerin, islam sanatının çizgileri hep benzerdir ama onları özel yapan her şey nerede oldukları veya bize ait yarattıkları hisler daha özel olmaz çoğu zaman aynı iç huzurunu taşımıyorsak ve aslında bütün şehir bunu söylemiyorsa. Ama burada söylemiş. Tılsımlı ebediyette, ilâh uykusu derken o aleme bizi yaklaştıracağı umulan uykuyu vurgulamış bence, hiç uyumayan bir şehirle. Dedelerimizin ve atalarımızın rüyasındaki sus sesi gibiyiz öteki anlamda demek ki:)
Çok güzel bir şiir okumuş oldum ...
saygılarımla
Hepsi güzel hoş da, "Bir ilah uykusu olur elbette" mısraında şair neyi kastetmiş bir türlü çözemedim? Bizim bildiğimiz bir gaflet uykusu, bir geceleyin yatılan bir istirahat uykusu, ameliyat öncesinde narkoz verile hastanın uyuduğu uyku ve bir de ölüm uykusu vardır. Bu dört uykunun dışında başka bir uykudan bahsedildiğini hiç duymadım. Bilen bir arkadaş, bizi de aydınlatırsa memnun ve müteşekkir oluruz.
Hangi zaman hayalî
Geçmiş şimdi ve gelecek zaman
Güzel şiir
güzel bursa
yeşil bursa...
Rahmetle anıyoruz...
Günün şiir ve şairini ve seçici kurul üyelerini tebrik ederim. Gerçekten de güzel bir şiir. şiiri okurken aklıma Ömer Bedrettin Uşaklı'nın Reşat Nuri Güntekin'e ithaf ettiği şiiri geldi:
Merak edenler için buraya izninizle yazıyorum.
BURSA'DA AKŞAM
Bugün de sonbahardan süzülüp doğdu akşam,
Dağların yere indi koyu, serin gölgesi;
Uludağ etekleri al ipekten bu akşam;
Düştü yeşil ovaya kubbelerin gölgesi!...
Ufuklarda bu akşam ne sis var, ne bulut var;
Selvilerin içinde bir alev Emirsultan...
İçten dualar gibi geçiyor sanki rüzgâr,
Bir ilahi adaya benzeyen Yıldırım'dan.
Orada ince yollar gölgeleniyor işte;
Karşıdan renk içinde solgun ay görünüyor!
Güneşin son nurundan bir damlacık içmiş de,
Şu karşıki kulübe bir saray görünüyor!...
Gözlerine vurunca kubbelerin gölgesi,
Öz cenneti gönlümle seyrettim ben bu akşam.
Göklerde ne bir nefes, ne de bir kanat sesi,
Uludağ etekleri al ipekten bu akşam!...
Ömer Bedrettin Uşaklı
Bursa üzerine yazılan şiirler Bursa gibi güzel olmuştur hep.
Güzel bir şiir akıcı şairin stili güzel beğenerek okudum... ruhu şad olsun
BURSA'DA ZAMAN
Bursa'da bir eski cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdıyan su;
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden.
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
Ovanın yeşili göğün mavisi
Ve mimarîlerin en ilâhisi.
Bir zafer müjdesi burda her isim:
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın
Hâlâ bu taşlarda gülen rüyanın.
Güvercin bakışlı sessizlik bile
Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle.
Gümüşlü bir fecrin zafer aynası,
Muradiye, sabrın acı meyvası,
Ömrünün timsali beyaz Nilüfer,
Türbeler, camiler, eski bahçeler,
Şanlı hikâyesi binlerce erin
Sesi nabzım olmuş hengâmelerin
Nakleder yâdını gelen geçene.
Bu hayâle uyur Bursa her gece,
Her şafak onunla uyanır, güler
Gümüş aydınlıkta serviler, güller
Serin hülyasıyla çeşmelerinin.
Başındayım sanki bir mucizenin,
Su sesi ve kanat şakırtılarından
Billûr bir âvize Bursa'da zaman.
Yeşil türbesini gezdik dün akşam,
Duyduk bir musikî gibi zamandan
Çinilere sinmiş Kur'an sesini.
Fetih günlerinin saf neşesini
Aydınlanmış buldum tebessümünle.
İsterdim bu eski yerde seninle
Başbaşa uyumak son uykumuzu,
Bu hayâl içinde... Ve ufkumuzu
Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk,
Havayı dolduran uhrevî âhenk..
Bir ilâh uykusu olur elbette
Ölüm bu tılsımlı ebediyette,
Belki de rüyâsı bu cetlerin,
Beyaz bahçesinde su seslerinin.
Ahmet Hamdi TANPINAR
Yalın ve akıcı tasvirle anlatılanlar canlanıyor zihnimde...
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta