Bursa Benim Nefesim
Sen, sabahları ufkumda doğan güneşim;
Sen, anne karnında bir eşim.
Duygulu kalpler için var edilmiş,
Türkü türkü içime dolan heyecanım.
Seninle kurutmuşum gözyaşlarımı
Gün batımında.
Sen, Ertuğrulgazi’den gelen,
Osmangazi’nin, Orhangazi’nin medar-ı iftiharı.
Sen, medeniyetlerin sılası;
Sen, uykularımın rüyasında diyarımsın.
Sen, yüreğime benzin dökülmüş
Kibrit çakılmayı bekleyen umutlarımın şehri.
Sen, Nilüfer Çayı’ndan demlediğim sarhoşluğum.
Marmara Denizi’ne gönderilen
Cilimboz Deresinin akağı.
Sen, damarlarımın her bir sokağı;
Sen, Timurtaş’ın yaptığı Irgandı köprüsü’nde
Heybetinden vurulmaya hazır alnımın şakağı.
Sen, benim cennetim.
Ayağının turabı olduğum minnetim,
Sen, içinde bir toz tanesi kadar bulunduğum himmetim.
Ben attığım adımların arifesinde
Bekliyorum, bahar bayramlarını.
Keşiş dağların’da ağarmış saçlarının
Tellerine asıyorum hünerlerimi.
Seyrediyorum Tezveren’den umudun ışıklarını...
Kışlaklarından, yaylaklarından;
Testere ile biçtiğim sevginin ormanlarından geçiyorum,
Pay ede ede.
Sen, Ey Bursa!
Evliya Çelebi’nin “Üzerinde nur dolaşıyor.” dediği,
Emir Sultan’ın el verdiği,
Muhyiddin ibni’l Arabi’nin “Üftâde” mahlasında...
Nasıl anlatayım seni ?
Bütün kağıtları toplasam,
Seni yazabilmek için,
Ağaçlarına zarar verecek
Günahlarımdan korkuyorum.
Ölüm bile sana göre değil,
Senin varlığını bilmek var ediyor insanı.
Geçmişinden gelen tarihinle coşuyor,
Bronz Çağlarından kalan
Testilerinden içiyorum,
Eksik etmediğin suyunu.
Her içtiğimde
Yedi bin yıl öncesinden geçiyorum.
Lidyalılardan, Perslerden alıyorum
Acı dolu derslerimi.
Ölü bedenlerin diri ruhlarında
Yaşatıyorum heveslerimi.
Ben seninle anladım vakurlu yaşamayı,
İnegöl'de mobilya ustasından öğrendim
İnce dokunuşları.
Osmangazi’yi hükümdarlığından,
Yıldırım’ı Niğbolu Savaşı’ndan,
Orhangazi'nin eşi,
Murad Hüdavendigar’ın annesi
Nilüfer’i, suda yüzen narin bir çiçeğin edasından...
Mutlu insanların keles’de buluştuğu,
Kestel tarihinin kalecikten konuştuğu,
Karacabey’de kavunların kokuştuğu yerdeyim.
Harmancığın ve Orhaneli’nin
Kollarında yatıyor,
Yenişehir Ovası’nda cana can katıyorum.
Kemalpaşa’dan gelir tatlıdır adı,
Mudanya Mütarekesi barışın tadı,
İznik, Bursa tarihinin kolu kanadı.
Gürsu suyu altından alâmet,
Orhangazi’nin kaplıcasında var kerâmet.
Gemlik zeytininden aldım hakkımı,
Pişirdim Somuncu Baba fırınında
Ham düşüncelerden beslenen aklımı.
Sen, çilek tarlasının aşk kokan dalı;
Ben, Evliyalarına yüz süren bir kul.
Sen, bana ipekten halı;
Ben, kaplıcalarında yıkanan meçhul.
Duâlarımda ol dileğim,
Ben kozan’da larvan olayım;
Sen benim kelebeğim.
Şeftalinin en özelini,
Kestanenin en güzelini ver bana,
İskender Efendi’nin döner kebabını...
Teleferikten atarım ben, kendimi sana.
Ulu Cami’nin maviye bakan mimarisiyle
Yeşilin indinde kültüre harman olduğu,
Kılıçkalkan’ın ve Karagöz’ün oyun kurduğu,
Alın yazımın derman olduğu şehir.
Gazi Mustafa Kemal'in sende kaldığı,
Kurtuluş sevdanla
Puşide-i siyah’ı Meclis kürsüsünden aldığı...
Sen, güzel bakışlarımın sultanı;
Sen, aşk deryasının yüzen anatomisi.
Ben Uludağ'da kar yığını olayım,
Sen kal ovada, ben sana dolayım.
Eriyip yok olayım evlatlarımızın dimağlarında,
Bütün canlılar beslensin bağrımızda.
Ben, sende yaşayan bir besim;
Sen, çok renkli, okunaklı bir resim,
Ben; Bursa’da bir kıvılcımlık sesim,
Bursa,benim nefesim.
Duran SAPER
Bursa
Kayıt Tarihi : 1.1.2022 18:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bursa şiir yarışması
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!