Gözlerinde firar ediyor ruhum
Faili meçhule karışıyor bedenim
Ve ben sende kalıyorum her gece
Aklım kalıyor, rüyalarım kalıyor
Umutlar biriktiriyorum sabahları
Ve her gülüşünde biraz daha büyüyor
Gökyüzüne sığabiliriz ikimiz
Yalnızlık kaderimiz değil
Hadi somurtmayı bırak artık sevgili
Ver ellerini dans edelim rüzgarlarla
Birlikte mutlu olabiliriz
Paylaşabiliriz dertlerimizi, acılarımızı
Gözlerinin ışığı yetmiyor içimdeki karanlığı boğmaya
Aydınlanmıyor zifiri bir karanlığa bir fener tutunca
Bir ateş yakmak gerek tam ortasında karanlığın
Anla artık yüreklerimiz tutuşmadan bu karanlık bitmeyecek
Elbet birgün dostlar birgün
Bütün diktatörler devrilecek
Bütün savaşlar bitecek
Ve tüm gözyaşları dinecek
Ağıtlar susacak, şarkılar çalacak sokaklarda
Rengarenk olacak caddeler
Bir mum yak sarhoşlar ve sarhoş olamayanlar için
Uyayanlar ve Uyanıkken rüya görenler için
Bir mum yak bugün gökte göremediğimiz yıldızlar için
Dolunay için,Tanrı için
Bütün yalnızlar için
Bir mum yak benim için,kendin için
Umuduydu bu ülkenin
Ömrü kelebekler kadar kısa
Yüreği sevgiye doyamayacak kadar
Koca olan çocuklar
Ama vurdular umudu
Tam orta yerinden kalbinin
Doğrusu çok garip bir histi bu. Evinizin duvarında duran çok güzel bi tablo düşünün mesela guarnica. Tabloyu satın alıp ilk duvarınıza astığınızda karşısında onlarca dakika durur başka hiçbir şey yapmadan, ondan başka bir şey düşünmeden dakikalarca onu izlersiniz. Tabloyu ilk gördüğünüzdeki hayranlık tabloya daldıkça derinliklerindeki duyguları, tasvirleri fark ettikçe daha da artar.
Tablo hemen evinizin girişindeki duvarda asılı durmasına rağmen onu sürekli izlemezsiniz bazen eve girerken bazen kafanız karıştığında bazen ise evden çıkarken döndüğünüzde onun orada olacağını bilerek sadece birkaç dakika bakarsınız ama yine de onu izlemeye alışırsınız.
Bir gün eve döndüğünüzde her şey bütün eşyalar yerli yerindedir ama o duvara bakarsınız ve acı gerçekle yüzleşirsiniz. Tablonuz çalınmıştır canlı ve cansız her şeyden daha çok hayran olduğunuz bazen güzelliğiyle tüm kafanızı boşaltıp sizi farklı hayal alemlerine sürükleyen ve derinliklerindeki tasvirlerin sizin bile tasavvur etmekte zorlandığınız duygulara temas eden o tablo yoktur.
Güvercinler uçmuyor bu şehrin göklerinde
Artık kuş sesleriyle değil,
Karga çığlıklarıyla uyanıyorum güne
Bu şehir sana benzemiyor Amida
Çok erken kararıyor burada havalar
Neredeyse daha tan yeri ağırırken,
Çok acı var bu kanla yıkanmış topraklarda
Sayfalara,romanlara,kitaplara sığmayacak kadar çok
Bir ömrün anlatmaya yetmeyeceği kadar çok
Yüreğinde hissederek yaşanılamayacak kadar çok
Deniz dalga dalga ayaklarından öper
Yağmur kucaklamak ister seni damla damla
Ve rüzgar simana hayran deli divane
Savrulur durur bir o yana bir bu yana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!