Eski ve tanınan bir şarkıyı duymuş gibi olurdum
Susamlık tepesinden Burdur’a her baktığımda…
Tam karşımdaki yalçın tepelerin gölgesinde
Su kenarına uzanmış edalı bir uyuyan
Yemyeşil pembe entarisi de mavi gölde ıslanmış…
Zamanla azalsa da gölündeki suyu
Değişse de suyunun maviliği akan kirlerle
İnsanı ve evleri pek değişmedi bana kalırsa…
Yine aynı caddeler, aynı eskiyen yaşamlar…
Tarihi çay boyu konakları, saat kulesi, istasyon, otogar…
Aynı alçakgönüllü insanlar, aynı masumiyet…
Yeni ağaçlar dikilmiş Gazi caddesine eskilerin yanına, yerine…
Akağaçlar, ıhlamurlar, akasyalar, çam fidanları…
Yollara konmuş renk armonileri sanki
Genişleyen kaldırımlardan geçenleri gölgeleyen
Mağaza vitrinlerinin podyum yolu
Her akşam üzeri yapılan gezinti yolu olmuş.
Alışveriş edenlere, çocuklu ailelere…
Modern binalar, cafeler sarmış istasyon yolunu
Gayrimenkullerin tavan yaptığı asansörlü daireler
Liselilerin, fakültelilerin masalarını doldurduğu
Ferahlık veren güzel mekânlar sıralanmış
Pastane, lokanta, internet cafe, şarküteri…
Şehre sürülmüş birer güzel koku olmuşlar sanki…
Salı günleri kurulur yine pazarı…
Cuma yukarı pazarda; eski mekânında.
Pazarları da deprem pazarı kurulur; alternatif…
Ama o cümbüş ve ucuzluk yoktur hiçbirisinde
İşin olmasa bile dolaşasın gelir nedense
Emeğini sergiler pazarcısı, görmemek olmaz…
Burdur insanı seçerek alır manavlığını
Pazarlıksa adettendir, tek fiyata bile konulur.
Köylerden pazara koşar; büyüğü, küçüğü…
Bayram sevincidir onları pazara çeken
Her dilek o güne, süt parasına bağlanmıştır
Her şey para olmuştur çünkü, paraysa pul…
Boz tepelere tünemiş kuşlar gibidir
Şehri çevreleyen yapma ormanlıklar…
İlk büyük gürültüde uçacakmış gibi dururlar nedense
Şehrin kel başına bir şapka,
Üşüyen boynuna bir kaşkoldür, haki renkte…
İnsanı güzel, kendi güzel Burdur’um benim.
Sende doğdum, sende doyuyorum
Senin temelinde, yapında sağlam; biliyorum…
Değerlerini bilmeli ve taşımalıyız yeni nesillere
Var olanı korumaktır bana göre aslolan
İnsan merkezli yatırımlardır lazımı Burdur’uma…
Kayıt Tarihi : 10.1.2008 23:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'Bir şehir; eğer siz oralı iseniz ve orada yaşıyorsanız sizlere de mutlaka her yönü ve her anı güzel gelecektir. Bundan doğal bir şey yoktur. Kıyaslama yapabilmek için her kıyaslayacağımız şehirde aynı anda ve aynı koşullarda yaşanmalıdır ki, bu asla mümkün olamayacak bir ütopyadır. Burada bile objektif davranamayacağımız gerçeğide cabasıdır üstelik. Ancak BURDUR güzel şehir. Bir kere gelin görün derim görmeyenlere. Gerçekten hareketli bir yaşamı sevmiyorsanız, kapris yapma huyunuz yoksa, zor beğenen değilseniz siz de çok seveceksiniz. Her yönüyle ortalama bir Anadolu insanının belli bir süre yaşamak isteyeceği ki, bu süre yine kişiye endekslidir, sakince yaşayabileceği otantik, geçmişine bağlı ama gelecekten uzakta olmayan, yüzü hiç eskimeyen ona rağmen gizemli bir şehirdir Burdur. Mutlu olmasını bilen gerçi her yerde mutlu olabilir ama Burdurlu olmak zaten bunu aralar sanki. Her anı güzeldir. Gün doğumu, gün batımı, gölü, yağmuru, boz tepeleri çamuru bile güzeldir. İnsanı güzeldir. Her toplumda olabilecek kadar çürüğümüzde bulunur tabii ki. Eksiklerimiz sayılamıyacak kadar çok. İlk başta eğitim ve kültür eksikliğimizi farkettik. En kısa süreçte insanımızın da çabasıyla daha güzel bir şehir ve toplum olacağımıza ben yürekten inanıyorum. 'Gelecek umutlu olanlarındır.' derdi bir arkadaşım. Umudumuz olduktan sonra geleceği daha rahat buluruz. Sanki biraz daha çaba ve çalışma gerekecek gibi. Tüm Burdurlu dostlarıma saygılarımla...'
