Burdayım, daha yeni başladık

Bana neden susuyorsun diyorlar
Bilmiyorlar ki
Ben ulu orta konuşmam
Sivri dilliyim tamam
Ama dilimi de her yerde kullanmam
Ortalarda gözükmüyorsun diyorlar
Ne işim var benim ortalarda
Ben ya en sondayımdır hep
Ya da en baştakinin bir adım arkasında
Sana demiştim değil mi?
Yusuf zindandan çıkacak diye
Gerçi zindandakilerin hepsini de çıkardım
Hak etmeyenleri bile
Neyse,
Tanrı bana buyurdu
Hükmünü tüm dünyaya duyurdu
Koyunları kurtlardan korudu
Açlarında gözünü doyurdu
Ve beni yine düşürdü karanlıklara
Dedi karanlık bitmeden evvel aydınlığa çıkma
Sen zalimin olmadığı yerde zalim
Âlimin olmadığı yerde âlim
Azrail’in olmadığı yerde ise
Azrail’im olacaksın dedi
Şimdi sen sanma ki bunlar birer intikam
Sen intikam görmemişsin adamım
Bu sadece kuru bir rüzgâr
Fırtına ise benim istediğim zaman kopar
Sana demiştim, ama anlamamıştın
Ben eski ben değilim demiştim
Kimler hangi safta bilmek için
Kimin ne kadar gücü var
Kim gücünü nereden alıyor
Görmek için susuyorum demiştim
Sen bana inanmamıştın
Ve benim susmamı korkaklık sanmıştın
Oysaki bizim korkumuz bir tek Tanrı’dan
Biz ondanda korkmayız “O” benden korkun diye buyurmadan
Sana demiştim değil mi?
Kan gölüne dönecek her diye
Çocuklar oyuncak sanacak silahları diye
Anneler, babalar çocuklarını bırakacaklar
Akıllarını kaybedip akılsız kalacaklar diye
Viran olmuş şehirler
Mezarlığa dönmüş memleketler vaat ediyorum demiştim
Hatırladın mı?
Sen sanma ki bunu mahşer
Ne kıyamet koptu daha
Nede kuruldu mahşer
Ben demeden ben istemeden
Kimseye bir şey olmayacak
Her şey beni bekliyormuş meğer
Ben Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesiyim demiştim
Hatırladın mı?
Unuttuysan hatırlatayım dedim
Benim zaman anlayışımla senin zaman anlayışın farklı
Senin bir yılın benim bir salisemdir
Ve ben Tanrı gibi sabırlı olabilmeyi öğrensem de
Onun gibi merhametli değilimdir
Bak her şeyi nasılda döndürdüm tersine
Olaylar aynı oyuncuları yer değiştirdi sadece
Bittimi? Hayır bitmeyecekte
Darağaçları kurulmadan
Hainleri yapraklar gibi ağaçlarda sallandırmadan
Dökülen kanların hesabı sorulmadan
Oyun oynamaya çalışan sümüklü amca’nın
Canı çıkmadan
Kurduğu tezgâhlar bozulmadan
Sızıntılar, zamanlar, galaksiler
Ağabeyler, amcalar, dayılar
Ablalar son bulmadan
Ve onlara yol verip onlara kol kanat olanlardan
Sonra çıkarları bozulunca ayrılıp düşman olanlardan
Ağlayan anaların bedduaları yerini bulmadan
Hiç bir şey bitmeyecek
Ve kimse hesabını vermeden bir yere gitmeyecek
Ben şimdi birilerinin arkasındayım
Birilerinin de yanında
Ben gurur duymuyorum bu yaptıklarımla
(“kendi hesabıma”)
Ama ben Tanrı’nın buyruklarına kayıtsız kalamam
Tanrı bana böyle buyurdu

Bunu böyle bilesin