Burası Çanakkale (Şehitlik Önünde)
Rabbim nasib eyledi bir mübarek gününde
Dönüp kendime dedim o şehitlik önünde…
Ey gafil dur ve düşün burası Çanakkale
Dünyanın bir eşini görmediği yer bura...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Tebrikler üstadım .yüreğiniz ve kaleminiz hiç susmasın.
selam ve dualrımla
“Yeni baştan Devleti iman ile kurdum ben
Bölünmez, parçalanmaz bir mübarek yurdum ben
Laz, Çerkez, Boşnak, Arap, Arnavut’u gördüm ben
Her ne kadar Türk isem, bir o kadar Kürdüm ben…”
Tebrik ve takdirlerimi sunarım Seyfeddin Karahocagil Üstadım,duyarlı yüreğinizi,ışık saçan güçlü kaleminizi saygıyla selamlıyorum.
Hocam, ellerinize, yüreğinize sağlık. O topraklarda maddeden ziyade mana var... Mantıktan fazla duygu ve sezgi var. Eseriniz baştan sona harika derslerle dolu, son mısra muhteşem... İşte verilmesi gereken fikir bu!
Tebriklerim ve selâmlarımla...
İsmail Hakkı CENGİZ
Gelibolu ve Coğrafya benim yüksek lisans tez konumdur.
Coğrafi faktörlerin Gelibolu Harekatını nasıl etkilediğini incelemiştim o zaman.
Tarihin en garip savaşlarından birisidir Gelibolu Harekatı.
Yenilgiyi detasn kabul eder ingilizler.
Zira kaçarak canlarını zor kurtarmışlardır.
Birinci Dünya Harbi içerisinde kazandığımız tek harekattır.
Diğer bütün cephelerde savunmamız iflas etmiştir.
Duyarlı yüreğe yakışır güzellikte bir şaheser okumanın hazzını yaşadım.
Yürekten tebrikler efendim.
selam ve dua ile.
“Yeni baştan Devleti iman ile kurdum ben
Bölünmez, parçalanmaz bir mübarek yurdum ben
Laz, Çerkez, Boşnak, Arap, Arnavut’u gördüm ben
Her ne kadar Türk isem, bir o kadar Kürdüm ben…”
Hocam Allah razı olsun şiirinizin tamamı hele bu son dörtlük harika.Yapabilsekte bütün Türk milletini Çanakkale şehitliğine getirip göstersek koyun koyuna yatan Kürdü,Türkü, Lazı ve diğer şehitlerimizi.Saygılarımla, Şükrü Topallar
Bu güzel yurdun kıymetini bilen yüreğiniz dert görmesin .Saygılarla tam puan..
Kalemine sağlık.
Kutlarım.
duyarlı kaleme imanlı yüreğe tebrikler . selam ve dua ile üstad.
HOCAM, GÜZEL BİR ŞİİR OKUTTUNUZ. YÜREĞİNİZE SAĞLIK. DUYGU PINARINIZ İYİ ÇAĞILDAMIŞ. KUTLUYORUM BAŞARINZI TAM PUAN VE SYF. SELAM VE DUA İLE
çanakkaleyi selamlıyan kalemini selamlıyorum eline sağlık üstadım saygılarımla
Topraklara saldırmalar nedendir
Tanımadıkları bilmedikleri
Topraklara saldırmalar nedendir
Yoksul yorgun millet görmedikleri
Topraklara saldırmalar nedendir
Onur ve cesaret yüksek inançla
İnsanlık tarihi yazıldı aşkla
Acımasız savaşlar ki bir hınçla
Topraklara saldırmalar nedendir
Ana rahmi olan güzel yurdumun
Savaşlar yaşayan arı burnunun
Kefeni koynunda olan ordunun
Topraklara saldırmalar nedendir
Dünya tarihinin dönüm noktası
Çanakkale şehitlerin anası
Kan ile yazılan tarih sayfası
Topraklara saldırmalar nedendir
Vatan sevgisiyle inanç bir yanda
Birlik beraberlik inanç var canda
Özgürlük ateşi yanan vatanda
Topraklara saldırmalar nedendir
Kefensiz toprağa sarılan canlar
Dost Şeref toprağı sular alkanlar
Onurlu namuslu bunca insanlar
Topraklara saldırmalar nedendir
19/03/2010
Dost Şeref
Bu şiir ile ilgili 95 tane yorum bulunmakta