Çıktım bu puslu havada daha yolun başındayım
Giymişim eski püskü hurdaları bilmem kaç yaşındayım
Aydınlıktı türküm şimdi dönen devranın halkasındayım
Şiir diye başlayan başlığımın nakarat kısmındayım
Denize daldım gömülen ölüleri duydun mu hiç
Ne ara içtim ki dediler oğlum bu sarhoş mu piç
Güneş ışıldar parlatır bizi
Dünya ise anlamaz halimizi
Karanlığın peşinden gidenleriz
Belki tanrı bağışlayıp yüceltir bizi
Gelir Gözü kara bir genç
deniz ufkunda kaybolan bir şehir
Ölen insanlar derbeder ruhlar
Alev çanağı gönüller
Küskün yaşlı gözler
Ben mevlanadan farksız bir CAN
Aşkından muhabbet eden bir yar
Derin uykularda yüzen balıklar
Duyun beni
Derin bir kasvet kapladı içimi
Mey kokusuyla kokan bir deli
Aldı benden bendimi
Yalnızlığa yemini yedirdi
Bilmem kaç gün geçti bizden
sanki Ölüm benden uzaklaşıyor her geçen gün
Sadece biraz daha acı çekeyim diye fısıldıyor kulağıma
Ben seni unutmaya sen unutturmamaya yemin etmişsin
Dün seni gördüm bir çıkmaz sokakta
Yüzün asılı duyguların piç bir noksanlıkta
Adını fısıldadı şeytan gecede karanlıkta
Küfürler saydırdım kalabalık içinde yalnızlıkta
Olsun olsun gecemi çalmıştın tatlı bir koltukta
Yazılarım geçmişti dip sessizlikte hep aklımda
Kanında var
Kanında var
Bu senin kanında var
Kanında var
Kanında var
buse'nin kanında var
Hava da soğudu!
Gözlerin hasretini gizler
Benim dünyam sade bana küsmüş,
Sana ışıldar
Ayrılık çanları çalmış her ikimize
Gözümüzde nem,
Film gibi geçer zaman
Ne ara başladık ki bitti o an
Harmanıma bir kül daha katmam
Olsa olsa Anca ayyaşlığımdan
Bir kitap düşün başı ve sonu
Tanrı ile manevi alemde
Küstah bir genç
Ak sakallı bir dede
Koyu bir sohbet mey ile
Şerefle
Tek dostum kalem kağıt
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!