Ne sitem kalır
Ne bir ah...
Ne de özlemini dindirecek yağmur kokusu
Ne nefes kalır
Ne nem!
Ne yüzünde birikmiş bir ışık
Kapanıyor asma kilitli sessizlikler
Kimbilir hangi çağdan kalma acılarla
Tozlu ahşap çatırdıyor
İçeri girmekte koyu karanlıklar
Ve cam buğusunda upuzun parmak izleri
Kaçıncı cinayetin arefesinde…
Her gidişin bir dönüşü olmasa da
Yalnızlığı vardır
Biz bize çoğul bir sessizlik yaşanırken
İsmi koyulmamış bir efkar ayaklanır
Her gidişin bir dönüşü olmasa da
Yıldızlar...
Kaç rüya uzaktalar kim bilir
Uzatsam düşlerimi
Dokunabilir miyim birkaçına
Bir dilek tutsam kaç tanesi kayar
Yukarıda olmak zorundalar mı peki
Derken yorgun acılar kışkırtılır
Sancılar bilenir
Söylemsiz yürüyüşlere
BEYAZ KADIN
Gecenin son dem karanlığında
Yani siyahın en asil
Yazmakla tükenmiş
Bir cümlenin merhametine sığınan
Kesik kesik anılardan çiziyorum şimdi
Ele avuca sığmayan sohbetleri geçerek
Dönüşü olmayan günlerden ağlantı yapıyorum
Tükendi kelimler
Düşlerken belki de
Seni hangi anlatıya hapsedeceğimi
Tutuştu harfler
İsminin hizasında
Yıkılır yılgın kelimeler üzerine
Her tesadüf
Notasıdır ilahi bir bestenin
Ve sen
Tabiattaki en güzel ses!
Vur gözlerindeki dalgaları
Benim yosun tutmuş
Uyan olur olmaz uykularım
Bir bekleyişin pençesinde can çekişen tatsızlıkla kucaklaş
Eşikte upuzun bir matem kuyruğu
Dökülen gülmelerinle son bir kez vedalaş
Hangi dev yangının içindesin bilemem
Hangi uçurum kıyısında
şiirleriniz çok güzel..ayrıca oyunculuğunuz da mükemmel..başarılarınızın daim olmasını dilerim..