Yüce dağların sisi, dumanı;
Kalmadı sözün hal ve dermanı.
Gayrı ne çare yoktur izanı,
Sözü, kelamı hiç ettin be baba.
İnsandır bu gafil, şaşar-beşer;
BENİM
Karanlık gecemde, bülbüller öter,
Çaresiz dertlerim, başımda biter.
Nefesim yorulur, halsizce yiter,
Derdimin devası, yoktur benim.
Kalmadı gayrı sözün bir ehli,
Dilden akan, kelamın değeri.
Var mı ecelden kulun haberi?
Gözleri hakka kör etmişiz biz.
Ey gafil, kaldır da başını bir bak:
gayrı bu millet çok çekti,
boşuna çok canlar gitti.
hayaller hüsranla bitti,
bu yurdun kara bağrında.
ihaneti bunlar ekti,
İlim için çıktım yola,
Gurbet elde verdim mola.
Hasret kaldım şefkatli kola.
Tüter gözümde canım memleketim.
Yıkıldım, toprağa gömmedim leşimi,
Çaresizdir insanoğlu;
Elde avuçta bir karış toprak,
Karın tokluğudur hayat.
Çaresizdir insanoğlu;
Yoktur, hür düşüncesi,
Ey gecem,
Celladım ol.
Boğ karanlıklarda sevdamı.
Doğmak bilmesin güneş.
Ey gecem,
Ben hiçbir zaman,
Bir şeyin sonunu düşünmeden yaşayamadım.
Hep bir korku, hep bir burukluk oldu içimde.
Mesela çocukluğumda,
Bir rüzgara, kuşa meydan okuyamadım.
İsraf edemezdim, sayılıydı adımlarım.
''durağı yoktur sevdanın.
bir önceki durakta inemezsin.
önceden kesilmiştir bileti.
sonsuzluğa gidersin.
kimi zaman mutlulukla;
kimi zaman kederle.
gurbet şehrin sokaklarında,
beni ben yapan nefsimin;
çaresiz, emelsiz hemen hemen her anında,
boğazımı düğümleyen her cümlemle,
sürükleniyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!