Oldu âlem kûn deyince, Lehvi Mahfuz gereğince
Gök ağladı ince ince, Türk’ü görüp titreyince
***
Ulu Tengri müjde verdi, Cavur oku vurmaz merdi
Oğuz Kağan göğe erdi, Atilla Han yayı gerdi
***
Hükümdarı olmayı yürekten istiyorsan
Şu gönlümün başkenti, kalesi senin olsun
Çare bulmaz derdine bir deva arıyorsan
Sayılı nefesimden biri de senin olsun
***
Gönül kalen benimdir, geçit yok diyen sultan
Atma öyle keskin bakış
Dilim bahar yüreğim kış
İğne batmaz tel işlemez
Mavi gözler nakış nakış
***
Sesin titrek gözlerin buz
Zannetme cisminedir gönüldeki dilberin
Mavi göze iptila sandığından çok derin
Türklüğün simgesidir ırmağının gök rengi
Vatanın mavi gözü, cennette Kevser dengi
***
Cism-ü cana zor gelir âşıklık fikirleri
Kapı üç kez tıklandı, yolcu olduğum handa
Gelen ev sahibiydi, en beklenmedik anda
Gönül kapımı kırıp, kim o demeden girdi
Maharetli bir âşık, vasat bir çilingirdi
***
Dokunduğu o kâkül, zülfü yar olacaktı
İçerisi müsait mi?
Kalbinde yoksa kimse, hançerimle gelirim
Taht kurup köşesine, ismimizi kazırım
***
İçerisi müsait mi?
Gözünde yoksa kimse, kalemimle gelirim
Memleketim! Duy haykıran anneyi
Vatan der, bırakmış evlat demeyi
Şahlan Sivas! Düşman henüz uyurken
Kocatepe hala vatan dururken
***
Hilal olsun gökte duran ayımız
Soluksuzum halsizim bir nefeslik canım var
Bin nefes alsam bile son nefeste adın var
İlk defa ölüyorum ilk defa doğar gibi
Bir nefes sonra gelsin, Azrail’e restim var
****
Mutluyum, Kasımda düşen kar tanesi gibi
Vatan nazlı bir gelin, ardından koşuyorum
Namert değmesin diye, çift kılıç taşıyorum
Düşman oku bağrımda, hala savaşıyorum
Canımdan çoktan geçtim, gül diye yaşıyorum
***
Al rengi bir gelinlik, hilal gibi bakış var
Elvedaya gerek yok
Namlunda firak vardı
Hançerleme yok yere
Kalbimde yerin dardı
***
Tufan mı olur sandın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!