Filizleri sarp yamaçları aşmış,
Yüreklere çığlık alevinde,
Düşleri alman kelepçeleriyle sürgülenmiş,
Şafak kızıllığında karanfil dalı sunuyorum
Sevdiğim sana...
Bedenim kaskatı ve ince, üşüyorum bu gece.
Sanki suya daldırılmış buz kalıbı, sanki ateşe atılmış kor parçası,
Sonsuzluğu ver bana, gözlerinde büyüdüğüm geceler gibi...
Ucu nasır tutmuş tırnaklar, ulu göğe salacak fideyi,
Kim bilir hangi bedeni taşıyor, martı kanatlı dikenli yapraklar,
Bugün dün gibi, dün de bugün olabilecek mi?
Uçsuz sarp kayalardan da öte,
Bulutsuz geçen mayıs,
Tılsımını yitirmiş bin yıllık çınar...
Gölgem olur rüyaların, karanlık basınca sensiz...
Boş soluk bakışlar mıdır, düşlerin ardına saklanan?
Ve mistik sevdalarla beyaz gecelenin şafağında, şehvetten çırpınmak mı?
Bazen elde edemeyeceğin güle uzanmak, dokunmasan da hissetmek midir sevmek?
İşte saçılıyor sorular, anlamını bilmediğim yüzlerce ayrılık arasında...
Kirpik uçlarıyla alevlenmiş bir gece,
Zemheri ortasında ağır bir hüzün,
Genizde kuru bir inilti,
Yürekte soylu bir aşk...
Ve tüm birler arasına,
Onca parselleriyle kucak açan BİZLER...
Bugün bir hayat vardı, gökten yeni çalınmış nefes kadar taze,
Gözleri ufukta kan kırmızı yedi veren,gözleri ufukta parçalanırcasına kahpe.
Bugün bir hayat gözlerimde, gözlerini atınca dağlıyor bedenim,
Ve bir göz var ki gözle görülür serde, ne akıl işi adam sende...
Umuda akan alın teri;
Kendi sesiyle kaybolan
Ve acılara itahat için cesedini oyan tin gibi
Kendi simgeleriyle yaratılıyor,
Bir yüzü insana dönük.
Ve Fay'da Kalan
Soğuk kara bulutların, yeryüzü evrimine şavkıyışıdır,
Yüzünün olancasını kavrayan kör damarlı, mukuslu karanlığı.
Iç gıcırdatan eriyik dolmuş tekerine,
Ve bedensiz uzanan gökyüzü depremine
Ve fayda kalan sayısız evrene
Yüreğim Manchester'da tren işçisi,
Kaçak olduğu kadar kibirli,
Ademin avucunda elma,
Ve dünün ufkunda yaşam,
Yüreğim bugüne gebe...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!