Bitpazarında bir tezgah,
Tozlu masalar.
Durmuş bir saat,
Tek kalmış bir küpe,
Kimbilir kimin mektupları.
o eski gramofon fatihte değil artık benim içimde çalıyor
hınzır bir uğultuyla dönüyor plak kırık bir cuma'yı anlatıyor
haydarpaşa'nın merdivenlerinde unuttum gençliğimi
o merdivenlerden gidenler bir daha dönmedi biliyorum
artık kimse beklemez beni kadıköy'de
İyi bir hava.
Yürünür bu havada.
Kadıköy'den Fenerbahçe'ye kadar.
Ne vapura binerim
Ne dolmuşa.
Ayakkabılarım yeni sayılmaz
Toz, kan ve barut kokusu sinmiş bu harâbe,
Bir mahşerî sessizlik çökerken şu serâbe,
Baktım, o yığınlar, o demir, taş, o kereste…
Bir ses aradım, son bir ümit, son bir nefeste.
Kalktım, yürüdüm… Sanki ayaklar benim değil,
Vicdan denilen mahkeme meflûç, zemin değil.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!