Kendimi seyrediyorum;
Yaprakları döken zamanın rüzgarında:
Avucumda herşeye karşı çıkan,
Kelimeler;
Saçlarımda rengini bulan,
Gözlerin;
Duyularımızda her algılanan,
Seçkin oyaylarla bizde uyanan,
Tatlı tepkilere sevgi der insan;
Tanrının tezahür nurudur yanan.
Rabbın izdüşümü, yüreklerdeki
Alaca karanlık, ay ışığında,
Bütün gerçeklerin solduğu gibi,
Silinmiş bir yarım,kalan karşımda;
Ne mümkün yaşamak,olduğu gibi.
Gökyüzünde ayı uçuruyorum;
Yalnız sen anladın üşüdüğümü;
Hissettin üzüldüğümü;
Kalabalıklarda duydun yalnızlığımı;
Gülüşümden anladın ağladığımı;
Her köşeyi dönüşümde,elin omuzumda;
Her ihtiyaç duyduğumda,kolların boynumdaydı...
Akşam,güneş deniz,hele gözlerin,
Veda saatını ıslatan yağmur,
Unutamadığım,gözlerindeki,
Gözlerinle bana söylediklerin.
Şimdi de özlemle,ömrümün varı,
Tohum düşer,güneş vurur,su gerek,
Kararır, yeşerir toprak,gülerek;
İçinde ince bir arzu belirir,
İhtirasa döner yaşam giderek;
Netleşen rüyanın yorgunluğunda,
Bulutlar dolaşırdı aramızda,
Güvercin kanatlı ak bulutlar,
Biz maviliklerce sarayımızda;
En yakınıkızda,kayan umutlar,
Kara kartal kapmış barış dalını,
Bir vüvuda iki kanat,kuş olmuş uçar kâinat,
Takmış zamanı peşine,uçar insanlara inat;
Kestirmeden kuş uçuşu,bir solukluk.yol oluşu,
Nasıl geçtin bre gafil,altmış yıldaki yokuşu!
Dizelerle dizsem bilinir misin?
Tesbih tesbih, sızı sızı gizimden;
Duyulup, bilinip gövünür müsün?
Demez olsam benden silinir misin?
Tuvallere çizsem al al boyalı,
Ulaştı mı selam attım rüzgâra?
Hasretin kokusu geldi mi sana?
İğde dallarından topladım amma,
Deli yağmur kıskanç,attı toprağa.
Özlem oldu şimdi toprak kokusu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!