Öyle nedensiz öyle sebepsiz bir ateşe atılırsın...
Günahsız yakarlar seni günahsızlar.
-Öyle yakacaklar seni GÖNÜL
Soğuğundayım Ankara'nın,
Buğusundayım terleyen camın,
Donmuş kaldırımın da,
SENsizliğin ortasındayım...
Damlasındayım yağmurun,
Bir ben yalnızım gecenin ortasında,
Ömrüm durakladı, bir akşamın kıyısında,
Savruldu yüreğim kayboldu sensizliğin rüzgarında,
Gönlüm, gönlüm dizleri üstüne,
Gönlünün kapısında...,
Sitem değil bu keder yok içinde
Zeban lal olmuş söz, kelam yok içinde
Elbet yıkılmış sol yanım, elbet tarümar olmuş
Elem sana değil derd-i lisan içinde…
Gitme demek yok kaldım gece içinde
Üzn-ü ahraz olmuş ses, seda yok içinde
Derinden...
Belki en ince yerinden...
Bilesin gönül senin aslın ızdırap ehlinden...
Zamansız zaman,yersiz bir mekan
Bu nasıl hikaye bu nasıl roman.
Adını koymuslar ezelden
‘’Derinde yanan’’ bir garip kahraman.
Yıkıldım içerden bir ses kalk dedi
Yıkıldım derinden bir ses kalk dedi
Hergün bir zelzele hergün bir deprem
Ben yıkıldım o kalk dedi
Ben yıkıldıkça o ayakta idi.
Yıkıldım ses vermedi.
Dışarıda aralıktan soğuk bir gece
İki ağlayanı var biri ben diğeri kaldırımlar…
Islanmış üstüne her gün birileri basmış
Dinleyen benim söyleyen kaldırımlar…
Sen miydin bana bensizken, olacak olan yar
Sen miydin bağrında ateş yakan taş duvarlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!