sonra...
buluttan aldı rengini susam
simitin halkasından düştü masal
az gittim
uz gittim
ilinmiş sırtıma naftalin kokusu ayaklarıma mat gri...
acının nirengi noktasında annem hep hüzünle yoğruldu
onun gözlerinden ağlar gece boyu yastık ve yorgan
susardı varaklarını nevresim çiçeklerine
çünkü hiçbir avuntusu yoktu annemin
ne geceye ne de çiçeklere
babamdan ardakalan gölgeden ziyade
sabah kapıya dayanmadan ilk işi
kopmuş parmaklarının izlerini yok ederdi
yolunmuş saçlarından
dürüp dürüp gözyaşlarını kaldırır
ceviz sandığa
eşyaların tozunu alır bir bir
bir duvarı yıkıldığı yerden toparlayıp
kendi beline dayardı dimdik
ki düşeceğinden korkardı annem
aniden ayaklarımızın dibine
ben bunların tümünü münzevir bir toz bezinden bilirdim
annem söylemezdi hiçbirini
ilinmiş naftalin kokusuyla susuyorum çocukluğumu
çürümüş gurbet eşgalini yüzümün kendi ana dilimde
hani taşgın bir orman, taze somun kokan bir masal
olsaydık anlatırdım onlara, onların dilinde bizi
az gittim, uz gittim
işte düştük dere tepe bir masalın içinden
buluttan aldı rengini susam
ve iyi ki kimse anlamadı beni...
-bahardan anneme güzle sesleniş-
Deniz ErcivanKayıt Tarihi : 10.7.2014 15:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yine yine okudum
Dinlendikçe okudum
Var olun
çürümüş gurbet eşgalini yüzümün
kendi ana dilimde
hani taşgın bir orman
taze somun kokan bir masal
olsaydık anlatırdım onlara
onların dilinde bizi''
Herşeyi anlatıyor dizeler... Kutluyorum kaleminizi... Saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (5)