_ Kim önden giderse rüzgârlara kapılıp
hani bir yağmur mevsimi kadar sonra geri dönecekti
neredesin
bağışlanmaz ne günahım var ki yazmadı bu kalem ve böylesine cehennem ateşlerinde kaldım; bozbulanık o lanetli yaprakları koparıp attım artık böylece amel defterimden.
_ İşte böyle gel
bu güz yağmurlarında bir yele takılıp
boranlarla karıştırma bu hayali artık
bak yine geçti hazan ve sicim gibi yağdı yağmurlar; ne olurdu sanki böyle dönülmez yollara düşmeseydi insanlar.
_ Kahrolsun bu firak
Karatepenin omuzbaşlarından sel olup aksında yol yol
Kargasekmezden günahlarım buhar olup göğe yükselsin
hani en çok üç yağmur vakti kadar sürecekti bu ayrılık ve neden ardında acıya uzayan rengarenk bir gökkuşağı bıraktın; ufukta oynaşan bu kuklacı bulutlarla başbaşa beni.
_ Çınarların gölgesi göğe uzamış
narin ve şık
eller duaya açılmış çenekler gibi uçuşup
kastın bana mı çatal kırığı yıldırımlar ve sin’de olsan da kavlimiz kutludur bilin bulutlar; artık en çok bir yağmur vakti kadar daha bekleyeceğim.
_ Ya da şimdi bu yağmurlar
beni ona götürün
haydi kıvrım kıvrım dönün artık bulutlar
...
Kayıt Tarihi : 3.7.2017 17:43:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!