Bulut oldu sözlerim, yağmur yağar birazdan
Seviştir, seviştirebilirsen sana sözlerimi
Çağırın şu yorgun kuşları aşk dergâhıma
Yıldırımlar düşmeden, bu şehir yıkılmadan.
Akıntıda sürüklenen bir yapraktı geçmişim. Baharın dağlara erken indiği bir mevsimdi buluşmamız. Yağmurlar günlerce yağmış, kir pas içerisindeki şehir pırıltılı bir güne uyanmıştı. Gözlerine takılı kalıp, acımın damar uçlarında yüreğinin kapsülleri patlamıştı.
Seni sevmelere durduktan sonra da fırtınalarım hiç dinmedi masal kuşum. Estikçe sen yüreğimde kaçtım ıssız kuytulara. Geri dönülmez ırak bir yol oldun bende. Uzun kirpiklerine sevdalı bir deniz yıldızı oldum seni sevdikçe.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Şimdi bir küçük dünya yarat sen de sevginle. Kıyısında çiçekler açan bir göl seç kendine. Yüreğindeki karanlıkların perdesini sonuna kadar aç. İçinin zincirlerini un ufak edip sevginle ve bedenindeki son ağustos ateşiyle koş gel gönül bahçeme. Seni sevmelerin yıldız duruşlarında çiçekler süreyim gece kokulu saçlarına. Dudaklarının öldüren iksirlerinden bir ölümsüz ozan doğsun yeniden.
Okudukça insanı uzak yerlere götüren, duygu yüklü yolculuklar yaptıran bir yazın daha.
İyi ki varsın.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta