Buğulanmış gözlerime,
kırış kırış olmuş yüzüme rağmen
bekler hâlâ seni bu beden.
Kan akan dişlerime,
tüy biten dilime rağmen
Bir çizgi var sırayla öten bir makinede
Bazen aşağı bazen yukarı.
Diyorlar ki çizgi düz kalmasın
Kalırsa ağlarlarmış, yetmez
Beni iyi bilirlermiş.
Var bekleyişimin bir sebebi
Çünkü başladım sabahları aramaya batıda Güneşi.
İşte o zaman geldiğinde;
dışı
Etten kemikten, içi sâfi senden olan ben
Titreyerek ve gülerek kurtulacağım
Sevmezdim üç noktayı ezelden beri
Sanki sıkılınca konuluyor gibi
Açıkçası çok benzetiyorum bize
Ben biri, sen biri, ya diğeri.
Zaten hiç beceremezdim nokta koymasını
Duman ediyor bu yokluğun beni
Vakitsizce ya bir anım,ya bir parçam siliniyor sanki.
Dört duvarda kafamın yumruklarımın izleri
ve kulaklarımda sensizliğin sessizliği.
Ne kalemimin gücü yeter seni anlatmaya
Tuğla gibi sabunlar çıkarmaz kirimi.
Bozkırın ayazı,
Senin sıcak hayallerin lazım kadın.
Ay’ın hezeyanına kanarım geceleri
lakin;
Nereye gidersem bu koca şehirde,
usulca ve korkarak ararım seni.
İnsanlar bakarlar meraklı gözlerime,
ancak anlamaz kimse seni.
Mistik havanda kaybolurken ben,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!